Likya yolunun üçüncü günü hem çok keyifli bir parkurda geçti hem de oldukça yorucuydu. Bizi uzunnnn bir gün bekliyordu.
Üçüncü gün uzun zamandır görmek istediğim Myra Antik kentini de ziyaret ettik. Uzun bir doğa parkuru ardından 6-7 km asfastta yürümeden sonra buranın en sefil ve kirli ziyaretçileri olabiliriz ama yapacak birşey yok.
Son durağımız Belönü Köyü. Buraya ulaşabilir miyiz? Ulaşamaz mıyız? derken yediyi biraz geçe vardık. Köyün karşılaştığımız insanları inanılmaz yardımcıydı. Çadır yeri gösterdiler. İçme suyu, tuvalet konusunda yardımcı oldular. Termosumuz için sıcak su verdiler ki o yorgunluğa çay içebildik. Köyde kahve sormuştuk ama yokmuş. Bir de domates getirdi bir bayan.Mis gibi:)))
Şu kare Demre'den Belönü Köyü'ne çıkılan dik dağda artık kalan son gücümüzle çekildi. 750 rakıma kadar çıkmışız. Gün sonu tırmanmak daha bir zor. Bir de Demre'den Finike'ye kadar su sıkıntısı olacağı (2 günlük yol) söylendiği için suyu da az az içiyorduk. Bi iki deli biraz sınırları zorladık aslında. Çok kişi Demre'de mola verip sonra tırmanmaya başlıyor. Ve çoğunluk demre-Finike arasını 2 günde tamamlıyor. Biz Belönü'ne kadar bir 5-6 km kadar yürüdük. Kalan rotayı da bir günde bitirdik. Son 2 gün minik maratonumuz oldu yani.
Demre girişinden önce bu bey bize (balıkadam diyorlarmış) kahve ikram etti. Sohbet ettik. Yemeğe de buyur etti ya hedefimizden şaşmak istemedik.
Üçağız mezarlık yanında geçirdiğimiz gecenin ardından Demre'ye doğru yol çıktık. Yolda bir 5 km kadar yürüdükten sonra karşımıza çıkan koya bakar mısınız? Muhteşem ötesi. Sabah 6.30 gibi yola çıkmıştık buraya vardığımızda 8.30 falandı. O yüzden denize girmeyi gözümüz yemedi ya tepede kahvaltımızı yaptık ama. Beş yıldız on numara bir kahvaltı mekanı:)))
Kahvaltı manzaramız....Üçüncü gün uzun zamandır görmek istediğim Myra Antik kentini de ziyaret ettik. Uzun bir doğa parkuru ardından 6-7 km asfastta yürümeden sonra buranın en sefil ve kirli ziyaretçileri olabiliriz ama yapacak birşey yok.
Şu alttaki karede kırmızı ok yapmaya çalıştım. Kareme bir sincap girdi. Birşeylerin yürüdüğünü gördüm de haliyle yanımla normal lens vardı. Telem olmadığı için bu kadar yaklaşabildim.
Son durağımız Belönü Köyü. Buraya ulaşabilir miyiz? Ulaşamaz mıyız? derken yediyi biraz geçe vardık. Köyün karşılaştığımız insanları inanılmaz yardımcıydı. Çadır yeri gösterdiler. İçme suyu, tuvalet konusunda yardımcı oldular. Termosumuz için sıcak su verdiler ki o yorgunluğa çay içebildik. Köyde kahve sormuştuk ama yokmuş. Bir de domates getirdi bir bayan.Mis gibi:)))
Şu kare Demre'den Belönü Köyü'ne çıkılan dik dağda artık kalan son gücümüzle çekildi. 750 rakıma kadar çıkmışız. Gün sonu tırmanmak daha bir zor. Bir de Demre'den Finike'ye kadar su sıkıntısı olacağı (2 günlük yol) söylendiği için suyu da az az içiyorduk. Bi iki deli biraz sınırları zorladık aslında. Çok kişi Demre'de mola verip sonra tırmanmaya başlıyor. Ve çoğunluk demre-Finike arasını 2 günde tamamlıyor. Biz Belönü'ne kadar bir 5-6 km kadar yürüdük. Kalan rotayı da bir günde bitirdik. Son 2 gün minik maratonumuz oldu yani.
Demre girişinden önce bu bey bize (balıkadam diyorlarmış) kahve ikram etti. Sohbet ettik. Yemeğe de buyur etti ya hedefimizden şaşmak istemedik.
Demre'den Bölönü'ne çıkarken manzara. Su ne kadar az...
Bu arada minik bir yüzme molası verdiğimiz yer. Su soğuk ama güzeldi. Şu yukardaki dağdan gelip sahili geçip bir diğer daha çıkıyorsunuz.
Harika ötesi yerler bayıldım 🥰
YanıtlaSilÇok çok güzel yerler....
SilGüzel bir olay yapıyorsunuz, manzaralar muhteşem, o spirail şekli taşlar ne için dizilmiş?
YanıtlaSilOnu bulamadım ben de. Yol üstünde denk geldik. Gelince netten aradım ama nedenini bulamadım. çeken çok olmuş da bir açıklama yoktu.
Sildoğada olmanın getirdiği hoşluklar hepsi ne güzel :)
YanıtlaSilDoğada olmak muhteşem bir şey.
Sil