Beşiktaş tarafları

İstanbul ziyaretimizde Deniz'in daha önce görmediği Dolmabahçe Sarayı'na da gittik. 19. yüzyılın ortalarında yapılan Saray, hem son dönem Osmanlı Padişahlarının hem de Mustafa Kemal Atatürk'ün ikametgahıydı.

Saray'ın Selamlık Bölümü müzekart ile gezilebiliyor ama Harem Bölümü için ayrıca bilet almak gerekiyor. Harem binasının dışında tadilat çalışması vardı biz gittiğimizde. Bir de denize açılan kapıların olduğu yerler kapatılmıştı. Aşağıdaki karedede görülüyor ucundan. Yıllar önce iş için ya da gezmek için gitmiştim Dolmabahçe Sarayı'na o zamana göre bu tadilat toz rahatsız edici geldi. Bir de şu anki durum nedir bilmiyorum ya biraz tepede yer alan Swisotel'in kanalizasyon-havalandırma sistemlerinin Saray'ın tehdit ettiği çokça söylenirdi. Özellikle zemin katlarda epey rutubete neden olduğu, eserlerin zarar gördüğünü konuşan uzmanlar vardı ama şu aralar kimse konuşamıyor haliyle.

Ben her zaman denizden görüntüyü çok görkemli bulmuşumdur.

 

Dolmabahçe'den devam ederken Beşiktaş'ta birşeyler atıştıralım diye oturduğumuzdaki durum. Teybi açıp keyifle oynadılar. Çevreden katılanlar da oldu.

Bir sonraki durak Ortaköy Camii uzun pozlama idi. Eh yaz dönemi ne beklediysem artık müthiş bir kalabalık. Resmen orada kendime yer tutup (tripotu açtım) bir saate yakın ayakta bekledim mavi saatleri. Ama yine de öönüme geçenler, arada kadraja girenler çok oldu. 

Kış gibi yolum düşerse daha bir güzel olur sanki.