Tarla işleri

Üç gündür buralarda değildim. Perşembe, cuma Urla'da geçirdik zamanımızı. Hem rutin doktor şeysileri için oradaki hastaneyi tercih etmiştim daha tenha diye hem de bir umut denize girerim diyordum. Şans ya bu iki günde rüzgarlı ve az da olsa serindi hava. Deniz dalgalıydı. Yürüyüş, deniz havası almakla yetindik artık. Cumartesi de tarlaya gittik epey bir zaman sonra. Bu yıl sık gitmeyince toprak epey kurumuş, otlar büyümüş. Artık yapabildiğimiz kadar ağacın dibini çapaladık, az da olsa domates biber diktik. Hava da nasıl güzeldi dün. Rüzgar yok, sıcak. Piştik desek yeridir. Çalışırken de bu sıcak fena rahatsız ediyor insanı. Alerjik bünyeli Deniz ve ben biraz bu anlamda da hırpalanınca bugün mıy mıy geçiriyoruz günü artık. 

Son 2 yıldır neredeyse her hafta sonu gidip, epey bir adam etmiştik tarlayı ama mazot bu yıl fena vurdu. Sürekli git gel artık zor. İnsan bir taraftan üzülüyor, o ağaç dipleri nasıl çapalanacak? Bakımları nasıl yapılacak diye ama bir taraftan da işte önümüzü göremeyince... Etraftaki tarlalarda bir tanesi o da bir tuhaf sürmüş tarlayı. Oysa bu mevsim tarlalar sürülmüş olurdu. Dün bir tek traktör bile gelmedi oralara. Demek ki köylü de işlemeyecek tarlaları bu yıl. Şu zamanlar ki  pahalılığa bakınca gelecek pek de parlak değil sanki...