Küçük bir Ankara gezisi



Geçen hafta sonu kısa bir Ankara gezemez oldu. Eşemin bir işi vardı gidilen otobüs müssaitmiş bir de Deniz'le birlikte takıldık. Cumartesi sabahı Ankara'daydık. Onlar işlerine bakarken biz de olabilen en mantıklı ve en çok yer gezecek gibi yola çıktık. Daha önce Ankara'ya gitmiş olsam da oraları bilmem. İş için gitmiştim ve belli bir otelde falan toplantıya katılıp geri dönmüştük. Bu kez toplu ulaşımı kullanacağımız için az araç çok tabanvay mantıklı geldi.

Önceden netten bakmıştım Altındağ civarında epey yer vardı. Anadolu Medeniyeteri Müzesi mesela. İkimizin de ilgisini çekti. Gerçekten gezilesi, görülesi bir müze. Hakkını vererek gezebildiğimizi sanmıyorum. Zaman sıkıntısı malum. 

Atatürk'ün isteği üzerine Ankara'da bir Hitit müzesi kurulma girişimleri1921 yılında başlamış. Açılan Eti Müzesi bugünkü müzenin ilk temelleri imiş. Küçük bir alandaki müze yetmez hale gelince, Mahmut Paşa Bedesteni onarılmış ve Kurşunlu han'la birlikte bugünkü müze oluşmuş. İçinde dünyanın bilinen en eski haritasının da olduğu çok sayıda eser var. 


Şu aşağıdaki olay ise biraz komik geldi. Selfie noktası çıkartması yapıştırmışlar.



Navigasyonla ve sorarak müze ararken önümüze Ankara Resim ve Heykel Müzesi geldi. Biz de girip burayı da gezdik tabi ki. Şu odalardaki renk ve ışığa hayran kaldım bunu belirtmeden geçemeyeceğim. Elde çekimin verdiği kusurlarım olsa da sevdim bu kareleri. 

Resim çok anladığım ve tanığıdım bir alan değil. Müzenin daimi sergi salonlarında 750 kadar eser varmış. Netten okuduğuma göre müzede bulunan eserlerin bir kısmının çalınıp, sahtelerinin konduğu anlaşılmış. Bazıları bulunmuş ama tamamı değil malesef.

Ankara Kalesi;

Üçüncü durağımız doğal olarak Ankara Kalesi oldu. Kalenin kapısından girdiğinizde içeride eski evler, restoranlar, kafeler var. Kale surlarına tırmanarak çevreyi oldukça iyi görebiliyorsunuz. Oldukça büyük bir yapı. Yapım yılı tam olarak bilinmiyormuş. Kalenin hemen eteklerinde eski yerleşim yerleri var. Bir tarafı da gecekondu mahallesine bakıyordu.



Kale kedileri...


Kalenin ardından eski sokaklardan dolaşarak inerek, nette gördüğüm bir satranç müzesini gezdik. Onu ayrı paylaşayım. Çok ilginçti. Çok fotoğrafı var daha düzenlemedim bile. 

 

Müzelerin ardından dinlenme ve mama molası verdik. Deniz de ben de biraz uyuz olduğumuzdan marketten birşeyler alıp Gençlik Parkı'nda yedik. Hem burayı da merak ediyorduk biraz. Onca binadan sonra yeşil-mavi görmek iyi geldi.

Ben yine eski evlerin olduğu lokasyonları tercih edecektim ya Deniz kalan son süremizde Anıtkabir dedi. Ve baktık 2 araçla gidiliyor. Şimdi nerde ineceğiz, nerde aktarma yapacağız kim uğraşacak deyip oraya da yürüdük. Neyse yürümek iyidir:)))



Deniz hiç sevmedi Ankara'yı. Hep taş, bina dedi. Bir daha gitmezmiş. Aslında gezilebilecek güzel gölleri falan da var bildiğim ya işte zaman ve oraları hiç bilmemek.


Yorumlar

  1. 2. kedinin suratı bana kahkaha attırdı :) Keyfi pek yerinde değil galiba kendisinin :)

    Müzenin odaları fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla benim de çok hoşuma gitti. Tam anlamıyla göze hitap eden bir uyum sağlamışlar. Bazı eserlerin çalınmış olması ise çok can sıkıcı bir durum tabii. Böyle çok olay var geçmişte ne yazık ki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya ben o kediyi çok sevdim. Bir de çekerken kaçmadı. Aynı ifade....Malesef müzelerden çalınma çok var. Hem de oranın görevlisi tarafından. Uşak Müzesi'nin müdürü çalmıştı mesela değerli bir broşu. Bilmediğimiz neler kapı kimbilir...

      Sil
    2. 2. kedi tam bir Garfield. :)

      Ankara'yı ben de hiç sevemedim. U dönüşü olmayan bir memleket, sanayide kırmızı ışığa riâyet eden de yok.

      Sil
  2. Ankara fırsatını ne güzel değerlendirmişsiniz. Resim Heykel Müzesi'nin renklerini bende sevdim. İsmet İnönü'nün mezarını ilk kez görüyor gibiyim. Biliyordum da unuttum mu yoksa hiç mi bilmiyordum karar veremedim. Bu kare güzel, benim için belge niteliğinde.
    Dönme dolabın gece çekilmiş çok fotoğrafını gördüm, uzunlu kısalı gece fotoğrafı çekmek isteyenler için harika bir malzeme o mekan. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benc de. Hoş otobüsle git gel epey bir yorucu da oldu, ayaklar balon gibiydi dönüşte artık. Yine de fırsatları kaçırmamalı. Çocuklar çok küçükken gitmiştik. Bu açıyı ben de anımsamıyordum. Dolaşırken denk gelince çektim.
      Gece konusunda haklısın. Bir kaç yerde buralara gece gelmeli dedim durdum ya. Akşam bir tanıdığımızda kaldık. Hadi ben fotoğraf çekmeye gidiyorum olmayacağından içime attım bu istekleri.Kale'den de güzel olur diye düşünüyorum.

      Sil
  3. Çocukluk ve ergenliğimin geçtiği Ankara hala aklımdadır ve çok severim. Tabi o zamanlar çok düzenli bir şehirdi. Gezilecek fazla bir yeri yoktur ama Anıtkabir tek başına yeterli Ankara'yı görmek için. Deniz olmadığı için sevmemiş olabilirsiniz:) Haklı Deniz her yeri betona boğuyor şimdiki yönetim:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben iş için gitiğimde de çok sevmemiştim ama böyle sokaklarında dolaşmamıştım. Güzel ya da çirkin bir fırsat varsa şehrin sokaklarında dolaşılmalı bence. Deniz büyük faktör tabi ki. Ama Ankara'yı çok çok sevenler de var.

      Sil
  4. Siz epey bir yürümüşsünüz bu kısa dediğiniz gezide :) Ankara Kalesi görmeyi çok istediğim yerlerden. Birde dediğiniz gibi çok ciddi anlamda gezilecek yerleri, ilçeleri olan bir şehir Ankara. Ciddi zaman ayırmak gerekir keşfetmek için..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani yürümeden de gezilmiyor ki. Araçla bir yere kadar keyifli oluyor. Biz bir semtte dolandık gibi bir şey. Gölleri, parkları falan da görülebilirdi.

      Sil
  5. Çok güzel gezmişsiniz. O kediler sanırıp hep orada. Ne zaman gitsem bende görüyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oradaki esnaf besliyordur mutlaka. Yerlerinde mutlularsa....

      Sil
  6. kaleden inerken samanpazarını da gezmişsinizdir herhaldesi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gezdik gezdik. Zaten Deniz navigasyondan sorumluydu. Dur ben şu sokağa da gireceğim, yavaş yürü diye diye gezdim:)))) Biraz sıkılıyor da haliyle...

      Sil
  7. Öyle bir müzede selfie olayı ilginç geldi. Belki iyi açı diye belki çok yaklaşmasınlar diye....Genelde gezme denince pek üşenmem. Zamanımı iyi değerlendirmek için de elimden geleni yaparım. Nasıl olsa rutini çok yaşıyoruz, evde dinlenirim mantığı hakimdir ben de.

    YanıtlaSil
  8. Ankara gerçekten taş toprak, ama gezilesi müzeleri mevcut, ben de 1 yıldır buradayım o sebepten çok bilmemekle birlikte muhakkak görülebilecek yerleri de vardır :D

    YanıtlaSil

Yorum Gönder