Ağaç Ev Sohbetleri 138


 Ağaç Ev Sohbetleri'nin bu haftaki konusu Kaplan Diary'den gelmiş. 

"Sizce mutluluk nedir? Mutlu olmak için ne yapmak gerekir? Mutluluk, peşinden koşulması gereken bir hedef midir?"

Mutluluğun tek bir tanımı yoktur sanırım. Huzurlu olmak melesa mutluluktur. İnsanın kafası rahatsa, huzuru varsa mutlu olur. Sağlıklı olmak en büyük mutluluklardan biridir diye düşünüyorum. Benim, sevdiklerimin sağlıklı olması, çaresiz bir hastalıklarının olmaması (belki farkında değiliz ya) mutlu eder işte insanı.

Bana zevk veren, beni gülümseten, beni rahatlatan işlerle uğraşmak mutluluktur. Hep diyorum bıkıldı mı ki gezmek mutluluk benim için. Gezmek, yeni sokaklar keşfetmek, ilginç yapılar görmek, çekinmeden insan fotoğrafı çekebilmek sokaklarda....

Bir de oldum olası denizin ve yağmur sonrası toprağın kokusunu duymak nasıl keyif verir bana anlatamam. Öyle böyle değil. 

Mutluluğu bir hedef gibi görmek.... Kararsız kaldım bu konuda. İyi bir iş bulmak, işte şu evi almak gibi bir hedef değil sanırım. İnsanın kendisini mutlu eden şeyleri yapması, sevmek (insanı, doğayı, hayvanı) korumak... Bunları mutlu olacağım hedefiyle değil de içinden gelerek, öylesine yapması mutluluktur sanırım. Mutlu insanın doğasında var belki de bu. Küçük bir olay ya da sınav başarısı ya da hediye karşısında "mutlu olması" kişiden kişiye değişir. Mutlu olmayı bilen, içinde bunu yaşatabilen kişi o küçücük şeyden gülümserken, bir diğeri burun kıvırır mesela. İnsanın doğasında var derken bunu anlatmak istiyorum.

 Ama mutsuzluğu sevenler de var sanki. Sürekli bir dram içinde yaşayanlar.

Yorumlar

  1. Küçük mutluluklar büyük mutluluklara götürür belki...

    YanıtlaSil
  2. Belki mutsuzluğu sevenler de orada mutluluk buluyordur ironik bir şekilde :))

    YanıtlaSil
  3. Mutluluk insanın doğasında var derken neyi anlatmak istediğinizi açıklamanız iyi olmuş. Önce genleriyle beraber taşıdığı bir özellikten bahsettiğinizi sanmıştım ki yazımda buna katılmadığımı belirtmiştim. Mutluluk kişiden kişiye değişir şeklinde anlarsak elbette hemfikiriz. Kişiden kişiye değiştiği gibi mutluluk aynı kişi de olsa zamana ve mekana göre de değişir diyebiliriz belki. Basit bir örnek; üniversiteyi bitirene kadar hiçbir patlıcan yemeğini ağzıma koymadım. Bugün patlıcanın bulunduğu her türlü yemeği severim. Sevmek derken geniş anlamda bunu mutlulukla eş tutmuyorum. Hani masaya oturursun, ağzının suyu akar, aldığınız ilk lokma size büyük keyif verir, gözlerinizi kapar, "mmm nefiss" olmuş dersiniz. İşte o kısacık andan, hazzın doruk noktasından bahsediyorum.

    Gezmekten hoşlanabilirsiniz. Ancak size mutluluğu yaşatan, yüzünüze tatlı bir gülümseme getiren, heyecanlandıran, içinizi huzurla kaplayan bazı anlar vardır ya bence mutluluk işte o anlardır. Bu bir tarihi kalıntı, güzel bir manzara, bir derenin şırıltısı, bir çiçeğin kokusu, öğrendiğiniz bir bilgi, çektiğiniz güzel bir fotoğraf karesi olabilir. Mutluluktan bahsediyorsak bana göre bütün bu küçük şeylerin toplamıdır mutluluk.

    Mutluluk bence en çok gözlerden anlaşılır. Mutlu insanların gözleri ışıldar. O gözler aynı zamanda mutluluk dağıtır çevresine. Nice mutlu anlarınız olsun:)

    YanıtlaSil
  4. her doğan günde mutluluğa açılan bir kapı vardır tabi bulabilenler için

    YanıtlaSil
  5. ilk paragrafın benceeeee çok güzel :)

    YanıtlaSil
  6. mutluluk elimdeki ufak imkanlarla gülümseyecek yer aramam benim içn galiba

    YanıtlaSil
  7. coroner (canada).

    happy valley (ingiltere) son yirmi yılın en iyi top ten ingiliz dizileri arasına girdi, the office ve sopranos ile birlikte.

    bron broen (isveç)
    forbrydelsen (danimarka)

    bu ikisi de en iyi kuzey polisiyeleri seçildi.

    önce bunları izle, sonra sölerim yine o listeden, istersen. o listedeki dizilerin hepsi iyi çünkü :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamam sağol. Başlayalım bakalım. Baktım da epey bir bölüm var, uzun sürer bunları bitirmem zaten.

      Sil

Yorum Gönder