Salda Gölü

Salda Gölü bizim haziran ayında yaptığımız tatilin sondurağı idi. Aslında buradan sonra Pamukkale'ye de gidecektim ama biz Salda'da iken öyle bir fırtına çıktı ki gözümüz korktu. Nitekim Denizli'ye vardığımızda kentin üstü kapkaraydı.

Malum son zamanlarda Salda üzerinde de kara bulutlar dolaşıyor. Yapacaktık yaptıkdık derken Salda'da millet bahçesi için ihale yapıldı bile. Bozmayacağız deseler de bugüne kadar yaptıkları yapacaklarının kanıtı sonuçta. Onca yer yandı ağaçlandırılmak yerine otellere teslim edildi.  Biz geçen hafta yaptığımız gezide çadır kuracak yer bulamadık resmen. Hatta bazen bir ağaç gölgesine oturalım dinlenelim dedik ne mümkün. İnanın o kadara z yerde ağaç kalmış ki.

Böyle bir güzelliği gördük diye sevinen kesimdeyiz malesef. Aynı zamanda birkaç yıl sonra gezmek isteyenler göremeyecek diye üzelen kesim. 

Salda Gölü'nün çevresi 43.7 km imiş. Çok rahat tamamı dolaşılabilir aslında. dediğim gibi malesef biz oraya vardıktan kısa süre sonra hava bozdu ve bir kısmını görebildik. Asıl maldivler denen kısmı görememişiz mesela. Yine de şu fotoğraflar bile güzelliği anlatıyor.

Alanda zaten insanların piknik yapıp yüzebildikleri bir kısım var. Oldukça da büyük. Duş, tuvalet vs. var o kısımda. Hatta bir başka kısım da daha giriliyor suya. İki ayrı yerdende ayrıca para alıyorlar. Ve tahmin edebileceğiniz gibi inanılmaz kalabalıktı yüzülen yerler. Diğer yerlere girilemiyor deniyor ama biz arabayla biraz turladık başka yerlerde de sıkça piknikçiler gördük. 

Fırtına öncesi bulutlar bana güzel kareler sağladı. Keşke az daha müsade etseydi. İnanılmaz yansımalar çekmek işten bile değildi burada. Bu ilk çektiğim kare mesela. Aradan 10 dakika geçtiğinde bulutlar hızla karardı, ikinci yüzülen yeri bulduğumuzda yağmur başlamıştı ve insanlar kaçıyordu sahilden.