Kabak Koyu

Ovacık'tan başlaığımız Likya Yolu'nun ilk gününü Kabak Koyu'nda noktalamıştık. Cidden çok merak ettiğim, bakirliği ile ününü duyduğum, hatta inması çok zor diye bildiğim bir koydu burası. Evet inmesi yine zor oldu ama bakirliği falan kalmamış, inanılmaz binalaşmış bir yer olmuş.

Koy yol güzergahında değil. Tepedeki Kabak Köyü'nden devam ediyorsunuz aslında. Ama biz orada çadır kurabileceğimizi düşünerek inmak istedik. Döne döne inen oldukça uzun (3-4 km vardır) parke taşı yol yapılmış. Yol Boyu yapılmış, yapılan irili ufaklı evlere rastlıyorsunuz. Hatta köyün mezarlığı yol ile ikiye bölünmüş. mezarlığın dibine lüks villa yapılmış. Sahilin dibine kadar kafe, villa yapılmış. Ama çadır kurmak yasak!

Akşam altıya doğru varmıştık, şöyle bir denize girip çıktık. Bizimle birlikte birkaç yabancı yürüyüşçü de vardı. Çok yorgunduk, kalabalık değil ses etmezler diye çadır kurduk ya gece yarısı birileri el feneri ile dolanıp bir şeyler konuştular şettirmedik açıkcası. 

Bu kadar güzel bir yerin böyle bozulması içimi acıttı. Hala da devam eden onca inşaat vardı üstelik. Dozerler ağaçları kazıyıp duruyordu.


Ama bir de şu günbatımının muhteşemliğine bakar mısınız?






 

Yorumlar

  1. Yine güzel kareler. Özellikle de günbatımı ve kaplumbağa :) İnsanın elini değdirmediği yer yok sanırım...

    YanıtlaSil
  2. ah ah yaz gelse de böyle yerlerde tekneden suya atlasaaak :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder