Ağaç Ev Sohbetleri 283


 Bu haftanın konusu 

"Doğal Beslenme ve Organik Yaşam"

Doğal beslenme son zamanlarda bir moda olarak gündeme gelse de ihtiyaç ve hak aslında. İlaçsız, zehir kalıntısız sebze-meyve yemek, yediğimiz ette pek çok ilacın olmaması, tavukların hormon vs. basılarak büyütülmemesi, baharatlara kiramit vs karıştırılmaması... Malesef ülkemizde her gün yeni bir gıda sıkıntısı oluyor. Sınırlardan sürekli gıdalar geri dönüyor. Onların bize yedirilip yedirilmediğini bilmiyoruz. Pazardan ucuz portakal bulduk diye sevinirken acaba? demeden de duramıyoruz. 

Oysa temiz gıda bir hak. Ulaşılabilir olmalı. Ulaşılabilir değil ve giderek kirleniyor. Hal böyle olunca da doğal gıda etiketiyle uçuk rakamlara gıdalar satılıyor. Belli bir kesimin yiyebildiği gıda haline geldi "doğal" artık.

Organik yaşam ayrı bir hikaye. Bazı kişiler doğaya dönüş diye kırsalda yaşıyorlar. Kimi cidden elektriksiz, su hattı olmadan kendi ektiğini tüketerek yaşıyor. Harbi organik yaşam bu olsa gerek. Doğayı ne kadar sevsem de ben bu kadar organik olamam. Kimi imkanı olan da lüks evlerde kırsalda kendi krallığını kuruyor. Hem modern hem temiz gıda-temiz hava. bir ortasını bulup müstekil evlerde az da olsa bahçeli bir yaşam hoş olur.

(Bu bir önceki haftanın konusu imiş. Ben atlamışım. Yine de yazmak istedim.)

Yorumlar

  1. Katıldığınız için teşekkür ederim. :)
    En sonunda evin önünde kendime bahçe yapacağım :) Köye gidip tohumları alıp geleceğim :) Ama yok işte olmuyor öyle :D
    Tekrardan teşekkür ederim :) Forumda link olarak ekledim bilginiz olsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba. Benim evim bahçeli. Yeşillik, az da olsa domates-biber yetiştiriyoruz. Ama bi şişe domatesi yapmaya yetmiyor. Yine pazardan tüketim yapıyoruz. Limon ağacım 5 tane verdi bu yıl. Ihlamur, portakal, nar, zeytin, kumkuat, şeftali ağaçlarım var bahçemde. Ama şehrin içinde olduğumuz için egzoz kirliliği yaşıyoruzdur diye düşünüyorum.

      Sil
  2. ya vallahi yaa sahiden de acaba neler yiyoruz, marketlerden neler alıyoruz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Artık zıvanadan çıktı durum. Geçen büyük oğlum çalıştığı yerin getirttiği önerden zehirlenmiş. 5 gündür daha tam toparlanamadı. Devrim dün dışarıda hayır lokmasından yemiş farklı olarak o da berbattı dün.

      Sil
  3. Organik köy ürünü diye satılanlarada fazla güvenmeyin, pazarcılık yapıyorum haftada 2 gün, onlarda kabzımal kamyonundan alıp tezgaha koyup köy ürünü diye satıyor, en iyisi kendinizin yetiştirmesi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. dediğiniz gibi düşünüyorum ben de. Organik gözüyle bakmıyorum hiç.. Ama işte alternatif yok alıyoruz sebze-meyve. Kendimiz yetiştirsek de herşey olmuyor malesef

      Sil
  4. "Kırsalda krallık kurmak" nasıldır, bilmesem de ormanlık alanda, temiz havada, doğayla baş başa küçük bir evde yaşamak insana iyi geliyor sevgili Adadeniz.
    Bir hafta öncenin konusu olsa da, iyi ki yazmışsın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kırsalda kırallık kurmak derken aslında imar olmaması gereken alanları belli imtiyazları kullanarak çevirenleri kastetmiştim biraz. Ormanların içine doğru kötü bir imarlaşma var. Doğal yaşam bu olmamalı. Bir de bazı yerlerde köylere lüks evler yapıp sonra köylünün yetiştirdiği hayvan kokusundan, tavuktan rahatsız olanlar varmış.
      Bizim ev şehrin içinde müstakil bahçeli bir ev. Hala maydanoz, tere gibi yeşillikleri bahçeden tüketebiliyoruz. Yine de önünden yol geçtiği için ben egzoz kirliliği olduğunu düşünüyorum.

      Sil
  5. Doğal diye alıyoruz ama gerçekten emin olmamız mümkün değil. Herşeyde ilaç, katkı maddesi vs var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle malesef. Hep aynı şeyi diyorum belki ama Türkiye gibi ülkelerde durum daha da kötü. Bazen çıkıyor sosyal medyada aynı markanın ürünleri yurtdışında daha iyi. Algida melesa süt miktarı bizde yok denecek kadar az.

      Sil

Yorum Gönder