Okuduklarımdan

Yanılsamalar Kitabı

Karısı ve iki çocuğunu bir uçak kazasında yitiren David Zimmer, hayattan tamamen kopmuştur. Tam bir çöküş yaşarken tv'de öylesine seyrettiği belgeselde adını daha önce duymadığı Hector Mann adlı aktör ilgisini çeker. Bir anda ortadan kaybolan bu adamın filmlerini araştırmaya başlar. 

Katmanlı bir hikaye. Hem Zimmer'in hikayesine dahil oluyoruz hem Mann'in. Arada Hector Mann'in oynadığı filmlerin içine girip çıkıyoruz. Paul Auster severim ben. Bu kitabını da sevdim. 

Kayıp Ağaçlar Adası

Kıbrıs, 1970'ler, Ada'nın ikiye ayrılması, savaş, göçler....Kitap Kıbrıs'ta yaşananların eşliğinde Kostas ve Defne'nin o dönem için uygunsuz! aşkını anlatıyor. Ada'dan Londra'ya gitmelerini, kızları Ada'nın sıkıntılarını. Aslında konu fena değil. Kitapta belirtildiğine göre hikaye ne kadar kurgu olsa da içindeki pek çok ayrıntıda gerçek hikayelere dayanmaktaymış. Çerezlik bir kitap ama bende özellikle sonu öylesine bitirilivermiş hissi yarattı. Çok sevemedim.

Mahcubiyet ve Haysiyet

Norveç'li yazarın okuduğum ilk kitabı. Türkçeye çevrilen ilk kitabı da bu imiş. 

50'li yaşlarda bir lisede edebiyat öğretmeni olarak çalışan Elias Rukla, öğrencilerin ilgisizliğinden fazlasıyla rahatsızdır. Çocuklar yorumladığı kitaba karşı son derece ilgisizler. Kafasında değişik düşüncelerle çıktığı dersten sonra okul bahçesinde geçirdiği küçük bir sinir krizi Rukla'nın hayatını değiştirecektir. Eve yürüyerek giderken gençliğini ve eski dostunu anımsar. 

Oldukça yoğun bir kitap. İçinde Immanuel Kant ve Karl Marx üzerine yorumlar var. Öğretmenin derste işlediği Yaban Ördeği adlı kitaptan da epey bahsediliyor. Okurken biraz yoruyor. En azından bu sıcaklara pek gitmedi. Ama yazardan bir kitap daha okumayı düşünüyorum ben.