Ağaç Ev Sohbetleri 221

 Ağaç Ev Sohbetleri'nin yeni konusu beslenme üzerine. Sevgili deeptone'nın öncülüğündeki sohbet dizisinde bu hafta 

"Vejetaryen beslenenler gün geçtikçe çoğalıyor. Bu tür beslenmenin avantajları dezavantajlarından daha mı çok?"

Vejetaryen beslenme artıyor mu konusunda çok net bir bilgim yok açıkcası. Ama Bir artış varsa bunun en önemli nedeni ekonomi olabilir. En azından bizim ülkemizde. Ülkenin yarısından çoğunun 12 bin liranın altında ücret aldığı bir dönemde kilosu en az 400-500 lira olan bir gıdayı alması zor. Hele ki çoluk çocuk aileleri düşünürsek. 

İşin sağlık boyutuna gelirsek. Ben genel olarak proteini pek seven biri değilim. Hani hayvan hakları, aman yumurta bile yememeliyim boyutunda bir felsefem yok ama yine de pek tüketmeyi tercih etmem. Hoş demir oranım 9'un altına düşüp de sürekli ilaç almak zorunda kalınca en azından günlük yumurta tüketimine geçtim ya.

Sevmediğim için et ürünlerinden almadığımı nerelerden alabilirim acaba diye biraz okumuşluğum var. Vejetaryen beslenmeyi savunanlar et ürünleri olmadan da sağlıklı olunacağını savunuyor. Pek çok beslenme uzmanı ise hayvansal katkının şart olduğunu. İşin felsefesine takılmıyorsanız ve bulabiliyorsanız biraz ondan biraz bundan yemek fena olmaz sanırım.

Protein sevmememin en büyük nedeni belki de kurban olayı. Yıllarca bizde de kesildi aslında. Sevmezdim o günleri ve keşke o gün ortadan yokolsam diye düşünürdüm. Bir de babaannem aylar öncesinden alırdı kurbanlığı. İnek ya da koyun. Onlara isim verirdi. O dönemde boş bir arsa vardı orada otlatırdı. İneğinin adı Marianna idi (hani kısa boylu yeşil gözle arkası yarın disizi karakteri) bir koyununun adı Ali. İnsan isim bile verdiği hayvanı kesip aman pek güzelmiş diye nasıl yer hiç aklım almadı.

Sanırım hayvanları doğal akışına bıraksak, çiftlikleri kapatsak, insanlara süt satacağız diye buzağıların hakkına el koymasak, fabrikasyon tavuk olayı sonlandırılsa....yani daha güzel olurdu bence.