Ağaç Ev Sohbetleri 216


 Sevgili deeptone'un öncülüğünde devam eden Ağaç Ev Sohbetlerin'nin bu haftaki konusu

"Günümüzde dünyadaki en büyük sorun nedir?"

Umursamazlık, aman bana dokunmasınlarda gerisine ne olursa olsunculuk, üç maymunu oynamak, haksızlıklar karşısında susmak ve hukuksuzluk.

Biraz çok mu oldu ne ama ilk anda aklıma geliverenler bunlar oldu işte.

İnsanlar umursamaz oldular. Kendi içlerinde belki küçücük çevrelerinde atıp tutuyorlar ama iş cidden tepki göstermeye ses yükseltmeye gelince vın ortadan yok oluyorlar. Mesela çok kişi kadına çocuğa şiddete karşıyım der. Peki kaç kişi yolda yürürken bir kadının dövüldüğünü görse müdahale eder? Kaç kişi ilk orta liseye imam atamasına karşı sesini yükseltebiliyor?

İnsanlar aman bana dokunmasınlar da modundadalr. Birileri dayak yesin, birileri mücadele etsin, birileri eyleme gitsin. Bende artık olursa nemalanırım derdinde. Mesela geçen hafta üniversitelerde yemek zammına karşı bir grup öğrenci sesini yükseltti, protesto yapmak istedi. Onlar gözaltına alınırken pek çok öğrenci elindeki kaşığı bile bırakmadı. Doğal olarak da pahalı yemeye devam edecekler. Birlik beraberlik kalmadı. Haksızlıklara karşı birlikte ses yükseltemiyoruz artık.

Hukuksuzluk da paçalarımızdan akıyor. Bu kadar sessiz olmanın en büyük nedeni de bu belki. İnsanlar korkuyor. Suçsuz yere hapse girebilirsiniz, yok yere dayak yiyebilirsiniz, bir kurşun sizi öldürebilir ama elinde sileh olan ceza almaz....örnekler öyle çok ki. 

Bir taraf yiyor bir taraf onu besliyor. Tüm dünyada öyle. Ve sesimizi çıkartmadan günü kurtarmaya çalışıyoruz. Galiba en büyük sorun bu hepimiz sorunları görüyoruz, sorun yaratanı biliyoruz. Ama günün sonunda yatıp uyuyoruz.

Yorumlar

  1. Ne güzel bir noktaya değinmişsiniz. Ülkemizde bu sorun çok yaygın haklısınız. Oysa biz insan ilişkilerinde konukseverliğimiz, paylaşımlarımız, merhametimizle ad yapmış bir toplumduk. Görmez, duymaz, konuşmaz , aldırmaz insanlar toplumu olduk. Düşünüyorum; "eski biz" gibi olan insanlar halâ dünyanın bir yerlerine yaşıyor olmalılar.
    Uyku bazen bir kaçış, bir umursamazlık, olumsuzlukları bilinç altına atıp unutma, öylece rahatlama arzusundan kaynaklanıyor olabilir. Rahat, düzenli bir uyku değildir o elbette.
    Sevgiyle.

    YanıtlaSil
  2. X diyelim artık mesela o mecrada herkes gladyatör ama gerçekte sus pus . Korkuttular insanları çünkü, hapislerle, gözaltılarla, adaletsizliklerle. Kimse gıkını çıkaramıyor. Önce bunu yaptılar. Onun için de umursamaz olduk. yoksa bu kadar hayat pahalılığı normal mi? İnsanların sesi çıkmıyor, kaderine razı oturuyor. Ne yazık , böyle olduk.

    YanıtlaSil
  3. vallahi yaaa evin önünde biri ölse bakmıycaz bile artık :)

    YanıtlaSil
  4. Tam korku diyecektim ama sen zaten söylemişsin, adalet duygusunun hissedilmediği zamanlar korku en büyük aktör. Hiçbir şeyin değişmeyeceği inancı da inançsızlığı doğuruyor bu da bireysel hareketlerde yalnız bırakılma, itilmişlik, değersizlik hissi demek. Sesini çıkarmak, fikrini paylaşmak dertleşmekten öteye geçemeyecekse susmak pek çok kişinin tercihi oluyor.

    YanıtlaSil
  5. Yorumuma bir şey daha eklemek istiyorum, empati kuran, olanlardan acı çeken, birey olarak yalnız bırakılmış ve bu hissiyatla yaşayan insanlar olarak daha farklı bir yerden mücadele edebiliriz demek istiyorum. Zor bir şey, inancı tazelemek, bu ataletten sıyrılabilmek, en iyisi toplum yararına çalışan vakıflarda gönüllü olun, yüreğiniz biraz hafifleyecektir ve tekrar başkalarına destek olabilmenin güzelliğini yaşarken aslında geride dururken kendinize kızdığınız o anları azaltmış olacaksınız, sabah yataktan kalkarken daha bir canlı kalkacağınıza eminim. Karşılıksız, başkalarının yararına çalışmak insana iyi geliyor.

    YanıtlaSil
  6. Savaşlar bence insanların aptallığı düzelmiyor 🙄

    YanıtlaSil

Yorum Gönder