Filmler

 The Whale

Oskar zamanından beri izleyeyim dediğim filmi nihayet izledim. Cidden çok iyi yorumları var filmin. Brendan Fraser en iyi erkek oyuncu oskarını aldı rolüyle. Rolü için 270 kiloya çıkmış. Büyük özveri. Film, aşırı kilo sorunu olan bir öğretmenin birkaç günlük hikayesini anlatıyor. Tek bir oda içinde geçiyor. Derslerini online ve kamerasını açmadan veriyor. 

Ben pek sevemedim. Bu ara pek çok filmden sıkılıyorum nedense. Müthişti, etkisinden kurtulamadım falan gibi yorumlara bakarak izlediklerimde "eee" oluyorum. Hatta seçim zamanı bir gerilim izledim. "hiç gerilmedim" dedim. Koca kişisi Türkiye'de yaşıyorsun dedi. 

Korku Burnu

 1991 yapıkı korku filmi. Yine öneri üzerine izledim. Hatta yorumlarda birkaçkez izledim diyen vardı. Oyuncuları arasında, Robert De Niro, Nick Nolte var. Yıllardır tecavüz suçu ile hapiste olan Max, çıkkıttan sonra avukatının peşine düşer. Çünkü avukatı onun cezasını azaltacak bir tanığı görmezden gelmiştir. O kadar yoruma karşın ben sıkılarak izledim.

The Line-Çizgi

Aralarındaki tartışma sırasında delirip annesine zarar veren Margaret evden uzaklaştırma cezası alır. Evin 100 metre yanına yaklaşması yasaklanır. Ablasını sevmesine karşın kurallara uymasını isteyen kardeşi evin etrafına çizgi çeker. Margaret ısrarla annesiyle konuşmaya çalışır. İlginç ve düşündürücü bir aile dramıydı. Afişine bakıp seçmiştim filmi. Sevdim ben.

Delicious

İçinde yemeklerin, mutfağın olduğu bir Fransız filmi ne kadar kötü olabilir? 1789 yılına ışınlanıyoruz. Zengin birinin yanıda aşçı iken işten atılan Pierre, evine geri döner. Patronunun yeniden kendisini isteyeceği zamanı beklerken oğlu ve ondan birşeyler öğrenmek için gelen genç kadın, onun kendi restoranını açmasını ister. 

Tam bir görsel şölen.