Ağaç Ev Sohbetleri 176


 Ağaç Ev Sohbetleri'nin 179. haftası. Bu haftaki konumuz deeptone'dan. 

"Kendimizi sevmek gerekli mi?"

Yani insan düşünmeden bile "gerekli" diye yanıt veriyor kendi kendine. Biz kendimizi sevelim, kendimizle barışık olalım önce. Yaşımız, kilomuz, beyaz saçlarımız ya da kelliğimiz, düşüncelerimiz, fikirlerimiz....hepsi de bize ait şeyler. Toplumun genelinden faklı bile olsa, fiziksel özelliklerimiz belirlenmiş mükemmel hatlara uymasa da biziz işte. 

Genelde bu kişisel gelişim şeylerinde hep "insan kendini severse, çevresi de sever" türünden cümleler olur. Hoş bunun ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum. Yani ben kendimi seviyorum diye niye sevsin ki çevremdekiler beni. Aksine gıcık kapabilirler bile. Eh günümüz ilişkilerine bakınca çok kişi sanki başkalarının mutsuzluğundan besleniyor. Siz bir topluluğa cıvıl cıvıl girersiniz, üç kelimeyle modunuzu süründürüverirler. Ama hayata olumlu bakınca en azından başkalarının olumsuz tavırları daha az rahatsız edici oluyor.

Her zaman bunu başarıyor muyuz. Cık...Olmuyor işte. Bazen kiloyu takıyoruz kafaya. (İşte kadın milleti önce kilodan örnek veriyor) Bazen düşündüğümüz bir fikri açıklamaktan çekiniyoruz. Kendini sevmekten ziyade ne istediğini bilip ona göre yaşamaya çalışmak belki daha iyisi. (Mümkünse tabii ki) etrafındaki toksik insanlardan uzak kalabilmek, hayır diyebilmek, keyif veren bir ortamda yaşabilmek.

Yorumlar

  1. Hayır diyebilmek en önemli şeylerden

    YanıtlaSil
  2. Bazen boş vermek gerekli. Sonuçta kendisini sevmeyen biri başkasını nasıl sevebilir ki

    YanıtlaSil
  3. yani şöyle, kendini seven insan kendinle huzurlu olacağı barışık olacağı için diğer insanlarla çatışma halinde olmaz, güler yüzlü yumuşak olur ve herkes de onu sever, doğallıkla :)

    YanıtlaSil
  4. İnsanın kendini sevmesi biraz da kendinden ödün vermemesi anlamına geliyor galiba. Ödün vermeyince çevremizdekiler bizi ne kadar sever bilemem, çatışmaları bile alevlendirebilir. Çevreye göre davranınca da mutlu olamayız. Çok hassas bir dengesi var bu durumun.

    YanıtlaSil
  5. Hepimiz farklı kişilikte, farklı bedensel ve ruhsal yapılarda, farklı kimliklere, sosyal çevrelere sahip insanlarız. Ama bireyiz, dünyaya, topluma uyum sağlamaya çalışırken tabii ki önce kendimizle uzlaşmak, anlaşmak, barışık olmamız gerekir. Çok yoğun yaşanan acılarda, hastalık ve kazalarda insan önce kendini sonra en sevdiklerini suçlayabiliyor. Bir savunma mekanizması geliştiriyor. Akan gözyaşları, psikosomatik hastalıklar (ruhsal kaynaklı bedensel rahatsızlıklar) hep kişinin rahatlaması için.
    Bu sohbetleri seviyorum. Yorumlarla, anlatımlarla ne kadar tanıyabiliyorsak birbirimizi...
    Emeğinize sağlık.
    Sevgiyle.

    YanıtlaSil
  6. Ne kadar geniş anlamı varmış kendini sevmenin. Oysa ben kendimi sevmek deyince elimle başımı okşayacağımı, aferin diyerek kendimi motive edeceğimi, aslansın, yaparsın diyerek kendimi dolduruşa getirip cesaret vereceğimi, kendime hoş sürprizler hazırlayarak kendimi mutlu edeceğimi, dara düştüğümden kendimin bana yardımcı olacağını, yeri geldiğinde kendimi öpüp koklayacağımı düşünüyordum. Sizin yazdıklarınızı ben özgüven olarak biliyorum. Sanırım özgüvenle öz sevgi biraz karıştırılıyor birbiriyle. Bu işte biraz kişisel gelişimci arkadaşların parmağı olmalı:)

    YanıtlaSil
  7. Ben kendimi seviyorum sevdiğim için de gelişmeye ve kendime iyi bakmaya çalışıyorum. Aksi mümkün olmazdı sanırım.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder