Şato

 Kafka ile üniversite yıllarımda Dönüşüm kitabı ile tanıştım. Tuhaf bir hikaye, değişik bir dil ama sevmiştim yazarı o zaman. Kafka hem zor bir çocukluk geçirmiş hem de hasta biri. Kitapları yarım kalmış, bazı yazılarını da ölümünden sonra yakılmasını vasiyet etmiş. İnsan yazarın kitaplarını okurken çok zaman cümleleri birkaçkez okumak zorunda kalıyor. En azından ben öyle yapıyorum.

Şato da azıcık öyle. Bir şato var. Görmüyoruz ama hissediyoruz. Yazar şatoyu anlatmamış, köyün tepesinde, otorite şato. İçindikilere ulaşmak kolay değil. Yetkili birine ulaşabilmek için önce onun yardımcısı, onun da yardımcısı, sekreteri, ayakçası.... yani bir dünya kişiyi aşmak gerekiyor. 

Bir gün köye bay  "K" geliyor. Tapu kadastro için çağrıldığını söylüyor. Ama köydeki garip kapalılığı aşamıyor. Kimsenin umurunda değil bay K. Ne iş yapacak belli değil. Orada yaşayanlar köyde kadastro işine gerek olmadığını söylüyorlar. Ancak bay K ısrarla şatoya ulaşıp yapacağı işi öğrenmeye çalışıyor. Şato'ya gitmek istiyor ama bir türlü bürokrasiyi aşamıyor. Hatta şatoya bile gidemiyor. 

Roman yarım kalmış. Bay K'nın sonu nasıl belli değil. Aslında dili ve okuması rahat bir romandı. Ama bir taraftan ne anlatılmak istendi bunu düşünmek yorucu. Roman hakkında çok değişik yorumlar var. Açıkcası ben bir sonuca varamadım. Yani Kafka aslında Şato'da neyi anlatmak istedi???