Ağaç Ev Sohbetleri 158


 Ağaç Ev Sohbetleri'nin konusu bu hafta bir tık zor. Hele benim gibi unutkan biri için. Ciddi olarak bazen annemle konuşuruz, o o kadar ayrıntı anımsıyor ki çocukluğuna dair. Ben sorsanız ilkokul öğretmeninin kadın mı erkek mi olduğunu bile anımsamıyorum. Uzak geçmiş epey uzak gibi bana. 

Normalde akşamları bir dizi açıp seyrederdim, bugün çocukların eski fotolarına daldım kaldım. Bilgisayarı kapatacakken bloglara bakayım deyince gördün bu haftanın konusunu.

Sevgili Taha sormuş bu hafta;

"Çocukluğunuza dair neler hatırlıyorsunuz? Nasıl bir çocuktunuz?"

Çocukluğuma dair hatırladıklarımın bir kısmı anlatılıp da beynime işleyenlerdir diye düşünmüşümdür hep. Bir kere ilkokul öncesi neredeyse hiç yok. Babamın mesleği nedeniyle epey bir gezmişiz. Ben Ankara Kazan doğumluyum mesela. Orada kaldığımız zaman 1 yıl falanmış. Abim epey bir okul değiştirmiş. 

Sosyal bir kadındır annem, arkadaşları, doğum günlerinden fotoğraf kareleri var ama hiç bende yok. İlkokula başladığım yıl İzmir'e yerleştik. Babaannemlere yakın oturduğumuz için biraz onların baskıcı tutumları büyüme dönemi epey zorladı beni. Babam da o kafada olduğu için epey bir sıkıyönetim vardı. Anımsadığım bir olay var mesela orta okulda mahalleden biri beni Üçyol taraflarında bir erkekle gördüğünü söyleyip babama şikayet etmiş. Şans ya bu ben evdeydim. Düşünün es kaza kütüphaneye falan gitmiş olsam mesela (Bilgisayar yoktu. Okul ödevlerini Konak'taki kütüphaneye gider yapardık)

Kendimle ilgili anımsadığım en net şey daima inatçı olduğum. İnadımdan abilerimle az kavga etmemişimdir. Hatta bir kez elektriği kapatma kavgasında abim saçımdan tuttu, prize elimi koydu yine de kapatmadım. Ve aşırı titizdim. banyoyu süper temizler, benden önce kimsenin girmesine izin vermezdim. Yine annem anlattı; kardeşim çöp toplayanlara meyve suyu vermiş dönüşte koşunca elindeki cam sürehi kırılmış ve üstüne düşüp yaralanmış. O sırada temizlik yapan ben ortalığı batırdı diye kızmışım.

Yapabildiğim okula git gel, evin önünde kız arkadaşlarla beş taş, ip atlama oyunları. Haliyle kız çocuğusun ya teee o yaşlarda örgü dantel öğrenme durumları (yaş 48 bu arada) Bir de babaannem hep kurban için koyun ya da dana bakardı birkaç ay öncesinden. Şehirde zor aslında. Su deposu denen bir arazi vardı orada otlatırdı. Onlara isim verirdi. Koyunun adı Ali, dana Marianna (hani yeşil gözlü kısa boylu arkası yarıncı bir kadın karakter vardı) Hiçbir zaman anlayamadım o hayvanlarla böyle bağ kurup sonra bir anda kesip afiyetle yemelerini. Sanırım o zamanardan sevmem eti ben.

İlkokul ve üniversite arası oldukça sıradan, kısıtlayıcı oldu yani benim için. Ben İstanbul'u kazanınca  annem (ki babası öldü kız çocuğu diye okutmamışlar) eğitime çok önem veriyordu ve tüm o baskıcılar annemin karşısında susmak zorunda kaldılar. Babam bile pamuk gibi oldu o noktadan sonra ve cidden keyifli bir üniversite, çalışma hayatı yaşadım. Zaten birinci sınıfta çalışmaya da başlamıştım.



Yorumlar

  1. 90 lar da da değişmeyen şey okuldan sonra kız arakdaşlarımızla oynadığımız oyunlarmış herhalde. Bir de bu eski fotoğraflar ne kadar güzel. Ama sanki zorla fotoğraf çektirmeye götürmüşler :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet katılıyorum fotoğraf konusuna. Nasıl gittim o çekime anımsamıyorum ama düğünümde stüdyo fotoğrafına kesinlikle karşı çıktım. Çektirmedim. O ara bu dış çekim modası da yoktu.

      Sil
  2. O baskıları çok ağır olmasa da ben de yaşadım. Ortaokula giderken ailem mahallede bisiklete binmeme izin vermemişti. "Sen kocaman kız oldun, bisiklete binecek yaşı geçtin." demişlerdi. Şimdi düşününce ne saçma geliyor. O zaman da saçma geliyordu ama itiraz edecek, kafa tutacak cesaretim hiç olmadı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ağır demiyorum benimkilere de ama abilerimle aynı özgürlüklere sahip değildim. Bisiklet evet olmadı hatta uzun zaman kot pantolon yasaktı. Bisikleti 27 yaşımda eşimden öğrendim.

      Sil
  3. Bu haftaki konu nostalji ve geçmişle yüzleşme gibi oldu. Çok içten yazmışsınız hatıralarınızı. İyi ki yazdınız. Özellikle temizlik konusunda titizliğiniz o yıllardan belliymiş :) Fotoğraf için teşekkürler, çok nostaljik :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaş aldıkça o titizliği bıraktım. Biraz geç oldu ya yine batıyor ne gerek var bukadarına moduna geçiş yapabildim niyahet.

      Sil
  4. Üçyol bizim muhit:))) Evet her aile baskıcıydı bir zamanlar. Ben de bir ağabey olarak kız kardeşimin peşinde az dedektiflik yapmadım. O zamanlar kız çocuğu olmak ne kadar zormuş. Taş oyunlarını biz de oynardık. Meşe dediğimiz misket, kiremit parçalarını üst üste dizerek topla devirmeye çalıştığımız ama şu anda adını unuttuğum bir oyun, ip oyunları... Bunlardan bahsetmeyi unutmuşum yazımda. Daha unuttuğumuz nice olay var, bir vesileyle aklımıza düşüyor:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Meşe evet bizim mahallede çok oynanırdı ama denesem de beceremedim ben. Beş taşı çok severdim bulsam hala oynarım sanırım. Abimler bana dedektiflik yapmadı da arada gezmeye beni de götürürlerdi. Ya da eve gelen mahalleden erkek çocukları ile okuy falan oynamışlığım vardır. Arada kaynayıp gidiyordum.

      Sil
  5. ayy güzel hepsi. konaktaki il halk kütüphanesine mi gidiyodun :) üçyoldan geçiyon demekki. nerde oturuyordunuz ki yanii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiizmi-Bozyaka taraflarında oturuyorduk. Hala annem ve abimler oradalar. Evet Konak İl Halk Kütüphanesi. Yıkılmış orası geçen yıl önünden geçerken gördüm, üzüldüm.

      Sil
  6. Titizlik takıntısının küçük yaşlara kadar varıyor olması ilginç , baya zorlamış olmalı, kardeş için de keza öyle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nedenini bilmiyorum ya genetik olabilir. Anneannem ve büyük teğzem de fenadır. Ki benimki onların yanında hiçbir şey değil. Hani öğrenilmiş desem onlarla büyümedin ender görüşürdük.

      Sil
  7. Örgü ve dantel çağlarını hatırlarım, başlar ve yarım bırakırdım ben hep, o yüzden pek beceremem. İnadında tam inatmış gerçekten.Aile fotoğrafları vardı bir de böyle dimi ne güzelmiş aslında.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben iyiydim ikisinde de. Epey dantel örmüşlüğüm vardır. Her ne kadar arada sık gevşek örme ile biraz yamulsa da 12 kişilik masa bile ördüm. Hatta üniversitede terapi gibi gelirdi abimin çeyizine falan dantel ördüm.

      Sil

Yorum Gönder