Ağaç Ev Sohbetleri 154


 Ağaç Ev Sohbetleri'nin bu haftaki konusu sevgili deeptone'dan. Der ki;

“Ülkeler, hükümetler, öncelikle Rusya ve A.B.D., uzay programları için milyonlarca dolar harcıyorlar. Ay, Mars, diğer galaksiler, kara delik, diğer evrenler bugünlerde odak noktaları. Bazı insanlar bu kadar paranın daha çok dünya sorunları için harcanmasının doğru olduğunu düşünüyor. Siz ne düşünüyorsunuz?” 

İnsanlığın araştırmak istemesi, bilinmeyenin peşinden gitmesi kadar doğal birşey olamaz. "Merak" işte çok önemli.Dünyanın bilinmezleri içinde en merak edileni de uzay sanırım. Kimi teeee en bilimselinden bakıyor bu işe kimi gece yıldızların keyfini çıkartıyor, kimi amatörce gökyüzünü fotoğraflamaya çalışıyor. Ama hep merak ediliyor o kafamızı kaldırıp baktığımız kocaman alan.

Bir tarafta milyonlarca dolar harcanarak yapılan uzay araştırmaları bir tarafta açlık, yoksulluk, barınma sorunları...bir kere kesinlikle bilime ve araştırmaya karşı değilim. Nerden geldik nereye gidiyoruz bulabiliyorlarsa bulsunlar. Ama bir taraftan da o sömürdükleri topraklardaki açlığı görmezden gelmesinler. Diyeceğim de ne fayda. 

Belli bir kesim bir biçimde ne olursa olsun kendini kurtaracağının garantisini sağlamıştır diye düşünüyyorum. bunun içinde dünyanın önemli bir kesiminde milyonlarca insanı açlığa mahkum ediyorlar. Topraklarına çeşitli bahanelerle girip kaynaklarını tüketiyorlar. Bu kadar para yenemeyeceğine göre bir yerle aktarılıyor işte. Zerrece o ülkeye ne olacak önemli değil. Mesela bugün Çekmeköy'e dozerlerle, çevik kuvvetle girilmiş. Orada 62 gündür semt sakinleri parkları için nöbet tutuyordu. Park yıkılıp ne yapılacak otopark. Seçime kadar yapılan her taş yığınından birileri para kazanacak. nasıl olsa kazanamayacağız götürebildiğimiz kadar götürelim. Gelen o otoparkı yıkıp yeniden ağaç diker mi? Hiç sanmam. Dünyada hükümetlerin yaptığının küçük örneği. 

Marsta ya da başka gezegenlerde hayat aranıyor. İyi de bu dünyanın içine etmesek. O ağacı kesmesek mesela. Ya da denize çöp atmasak, fabrika atıklarının derelere akmasına izin vermesek, asbestli geminin İzmir'de sökülmesine dirensek. En basit sokaktaki insandan dev firmalara kadar her kişi dünyayı çöplük olarak görmese. Az tüketsek, plastik tek kullanımlık şeylerden vazgeçsek, 15 fistan yerine 5 tanesi ile idare edebilsek, her gördüğümüze 'ay ne ucuz' diye atlamasak. Bu dünya zaten yaşanılabilir bir yer ve uzun zaman bunun böyle kalmasını sağlayabiliriz. 

Al işte bizim bahçenin kenarına atılan çöp yığını. Az aşağıda konteynır var. Bir taraftan da büyük firmalar doğaya çok çok büyük zaarlar veriyor. Müsilajla açık açık yaşadık.


 



Yorumlar

  1. Dünyayı dediğin gibi bir çöp yığınına çevirip yeni yerler bulma arayışıdır belki, varsa o yerlerinde çekeceği var, tüketmeye programlanmış gibiyiz tür olarak çünkü biz. Yağmacı istilacı bir tür.

    YanıtlaSil
  2. biz bina ve otopark yapmayı biliyoruz :)

    YanıtlaSil
  3. Noktasından virgülüne kadar katıldığım bir yazı. Elinize sağlık. Bazı arkadaşlar yanlış anlıyorlar. Biz bilimsel araştırma yapılmasın, uzaya roketler, uydular gönderilmesin demiyoruz. Ama önceliğimiz her zaman içinde bulunduğumuz dünya sorunlarını çözmek ve uzaya ayırdığımız bütçeden daha fazlasını bu işe ayırmak. Dünyayı mahvedip yeni gezegen aramak akıllara ziyan.

    YanıtlaSil
  4. Uzay yolculukları başladı mı? Yolculardan fon kesilip dünyada ters giden birkaç konuya el atılabilir diye düşündüm. Uçuk bir fikir oldu galiba ;) Denizleri kirletme konusundaki yeteneğimiz uzaya da yansıdı. Belirli bir büyüklüğün üzerinde dünya çevresindeki çöplerin istatistiğini görmüştüm bir yerlerde. Çöp üretme konusunda çok yetenekli insanoğlu.
    Sondaki fotoğraf müthiş güzel. Deniz, uzay ve ademoğlu hepsi bir karede :)

    YanıtlaSil
  5. Ben yerleşmek için bir yer aranmasına karşıyim onun yerine dünya iyileştirilsin. Ama bilim adına gelişme ve araştırma da yapılsın tabii. Bir de şu var insana harcadığın da gidiyor. Afrika ülkelerine senelerdir yardım yapılıyor sürüyle çocuk doğuruyorlar.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder