Ağaç Ev Sohbetleri 143


 Ağaç Ev Sohbetleri'nin bu haftaki konusu zor yerden gelmiş birazcık. Çalıştık mı bu konuyu acaba? Bu haftanın konusu sevgili  Manxcat'tan.

"İkili ilişkilerde genel olarak daha çok seven misin, sevilen mi? Hangisiyken daha mutlusun?"

 Sorunun ikinci kısmından başlarsam ikisini de isterim.Sevmek de keyifli sevilmek de. Biz kadınlar biraz kaprisliyiz sanki bu konuda. Hep sevilmek isteriz, sevildiğimiz dile getirilsin isteriz, gösterilsin isteriz hatta şöyle süslü paketlerle önümüze konulursa da hiç fena olmaz sanki. 

Bir erkeğin en sevmediği sorulardan biri "Beni seviyor musun?" olabilir mi acaba? Hatta ardından gelen "Neden hiç göstermiyorsun?" "ne kadar seviyorsun?" Bu iki soru arasında erkeğin yanıtı tahmin edilebilir. Acaba neden böyle? Güya soruyu yanıtlayacaktım bol bol yeni sorular türettim sanki...

Ben bu denklemin neresindeyim derseniz eh kadın milleti var bende de azıcık. Genelde daha gençlik zamanlarında sorardım ya o da konuşsun diye (benim koca dile ketumdur biraz) 

İlişkide seven miyim yoksa sevilen mi? Bilemiyorum ki. İkimizinde seven sevmeyen zamanları var sanki. Koca kişisi de ben de biraz soğuk insanlarız. İkimizde sevgiyi alanen gösteren tipler değiliz. Melesa ben dakikalarca el ele tutuşarak yürüyen çiftleri anlamam. Elim kolum bana ait olmalı. Sonra adamın kolu kadının boynuna dolanır hani, ya o ağırlıkla yürümekten zevk alınmaz ki. Davranışlarınla doğru zamanda, doğru bir hareketle belki, belki sıkıntılı bir zamanda gelen küçücük bir gülümseme...bunlar daha anlamlı gibi geliyor. Sevilmek çok keyifli ama sevdiğimi karşımdakinin hissetmesi ayrı bir keyif.

Çocuklarla aramızdaki sevgi biraz faklı tabi ki. Ada mesela uzak bize artık. Şimdi İstanbul'da ya daha bir rahat, ihtiyacı olmayınca aramıyor bile. Ama duyuyoruz aileden başka kişileri arıyor. Eh az buçuk üzülsek de bu bizim sevgimizde en ufak bir azalma bile yapmıyor. Mecburiyet mi? nedir bilmiyorum ama işte seviyorum vatandaşı.


Yorumlar

  1. Yorum yazmak epey bi zor oldu. Noluyor bu bloggera? Bir de sizin plus yorumlar hala duruyor.
    Bence herkes sevilmek istiyor. Hatta insanın, hayattaki en çok istediği şey sevilmek. Sevmek istiyorum diye bir şey yok bence. Sevmek işi, istenerek olmaz ki. Birini sevmek istesen bile sevemezsin. Birini sevmek istemesen bile sevebilirsin. Mutluluk ise bu ikisiyle de olmayabilir bence. Sevmek de sevilmek de bazen mutluluk getirmeyebilir. Mutluluk başka bi şey.
    Size eşinizle bir ömür mutluluklar dilerim. Uyumlu olmak çok önemli, ben sizde biraz onu gördüm.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorum yazma kısmını bulamadım, bu yüzden buraya yazıyorum. Bloğunuzda bazı ayarları düzenlemeniz lazım sanırım. Diğer blogların yorum kısımları bu şekilde değil. İnsanlar yorum yazmak isteyip yazamıyor olabilirler.

      Ben sanırım daha çok sevenim. Bundan genel olarak memnunum. Hatta geçen hafta okuduğum Boyalı Peçe kitabında bu konuyla ilgili bir alıntı vardı. Şöyle diyordu: "Önemli olan sevmek, sevilmek değil. İnsan kendisini sevenlere minnet duymuyor; eğer o sevmiyorsa karşısındaki canını sıkıyor sadece."

      Sil
    2. Yorum ayarlarına baktım bir sıkıntı göremedim. Birden bire oldu bu sorun. Son birkaç yayında. Hala anlamaya çalışıyorum sıkıntıyı.

      Sil
  2. Yorum yazmakta çok zorlandım ben de. Tekrarlamaya gerek yok, yukarıdaki yorumu yazan deryadadamla ile tamamen aynı fikirdeyim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. heey ada denizi, son 3 yazına yorum yapılamıyor. blog yorum kutunda bişi var herhalde :) ancak bak kaplan diary nin yorumuna yanıt olarak yorum yapılmasına izin derdi yorum kutun :)

      Sil
  3. Konu zor yer gelmiş hakikaten her şey karşılıklı olunca güzel sanki. Arada bir dengeler bozulsa da barışmakta ayrı bir keyif mutluluk kaynağı. Omza kol atma konusu benim tarafta çook gerilerde kalmış. Bu saptamayı okuyunca gülümsedim. O ağırlık hissini tamamen unutmuşum. Ama arada bir el tutulmalı :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla hala insanları öyle gördükçe sıkılmıyorlar mı diye düşünmekten kendimi alamıyorum

      Sil

Yorum Gönder