Dünyanın En Kötü İnsanı
Yabancı dilde en iyi film adaylarından biri Dünyanın En Kötü İnsanı. Filmde Julie adında tam olarak ne istediğine karar verememiş bir kadının hayatı anlatılıyor. 30'una yaklaşan Julie, eğitim hayatında sürekli meslek değiştiriyor, aşk hayatı da epey bir karışık.
Kadının hayatı gibi karışık bir film. Mesleğine ve yaşayacağı kişiye karar verememiş bir genç kadın. Aslında bir üçlemenin son filmiymiş. Filmin ismi ilgimi çekti. Neden "dünyanın en kötü insanı" Yüreğinin götürdüğü yere giden genç bir kadın, neden bunun için kötü olsun? Olamaz tabi ki. 12 bölüme ayrılmış, yer yer sanki film değil de günlük hayat izliyormuşsunuz modunda bir film. Alıştığımız kalıplardan farklı.
Spencer
1981 yılında Prens Charles ile evlenen Diana Frances Spencer’ın 3 gününü izliyoruz filmde. 1991 yılında Kraliyet ailesi Noel tatilini için gitttiği Sandringham Köşkü'nde geçiyor film. Anladığım kadarıyla Diana'nın çocukluğu da orada geçmiş. Tatilden birkaç günlük kesitte Diana'nın ne kadar mutsuz olduğu, Kraliyet ritüellerine uymaktan ne kadar yorulduğu oldukça güzel anlatılmış.
Yıllardır en iyi bildiğimiz kadınlardan biri belki de Diana. Bir biçimde hep Türk medyasında yer buldu. Evliliği, aldatılması, mutsuzluğu, boşanması paparazzi kaynaklı ölümü....Film kısa zaman dilimine odaklanıp bu mutsuzluğu derinlemesi ele almış. Diana'nın yeme bozukluğu, kendini kesmesi, ailenin katı garip kuralları. Karanlık, biraz bu anlamda sıkıcı ama izlenesi bir film.
Filmlerin epey bir kısmı bitti. Hatta başka kategorilerden izlediklerim de oldu. Oscar bu kadar yeter sanırım. Önümüzdeki filmlere bakalım artık.
Bu ikisi bu yılın Oscar filmleri arasında en sevdiklerimden. Bir sürü biyografi filmi içinde Spencer’ın farklı yapısı ekstradan ilgi çekiciydi
YanıtlaSilSpencer7ın bakış açısı farklıydı. Sadece 3 gün ama bir o kadar da uzun...
SilDünyanın en kotu insani... Yani biraz garip bir yargı tabi ama filmi merak ettim
YanıtlaSilİsmine bakınca farklı beklentilere giriyor insan...
SilSelamlar, Dünyanın En Kötü İnsanı filminde teknolojiyle ilgili bir konuşma vardı o çok hoşuma gitmişti. Adam kıza kendi gençliğini anlatırken internet ve cep telefonları yoktu diyor, müzik dükkanlarını gezerdim, dergilere bakardım. Kültür nesneler aracılığıyla aktarılırdı... Aklıma biriktirdiğim dergiler, kasetler, bilimum başka şeyler geldi. Bizim dönenim adamıydı yani. Kahramana bu yüzden yakınlık duydum. Sevdiğim bir film oldu. Üçlmenin diğer filmlerini de izlemiştim. Onların konusu daha farklıydı.
YanıtlaSilBu yıl Oscar maratonunu gördüğüm kadarıyla Leylak dalı, Deep, Oytunla Hayatla başa baş götürdünüz. Tebrik ediyorum. :)
Evet bazen ben de düşünüyorum başka çağdan geldik resmen. Şimdikiler ne kaset ne cd, dergiler hiçbirini bilmiyorlar. Kasetleri kalemle sarardık takıldığında:))) Benim de eski kaset ve cd'lerim duruyor. Rahat bir zamanda üçlemenin diğer filmlerine bakmayı planlıyorum ben de. Teşekkürler:)))
Silİlk filmi bir türlü bulup izleyemedim ben :/ Merak ettiklerim arasında.
YanıtlaSilSpencer aslında çok boğucu bir filmdi. Sanki bir kelebeği cam bir kutuya hapsetmişler gibi izlerken boğuldum ama oyunculuk iyiydi gerçekten.
Keyifli seyirlerin olsun ♥
Güzel benzetme. Kelebek kaçtı ama kurtulamadı malesef..
Silworst person ı izlemedim henüz bulamadım ama yönetmenin reprise adlı filmi en sevdiğim filmlerde top 10 listesinde :) spencer bu oscarda en sevdiğim film oldu, şimdilik iki kez izledim, artık sık sık izlerim :) sevdiğim filmi 10 20 30 50 kez izlerim :)
YanıtlaSilCiddi misin? Yani ben pek ikinci kez izlemem. Bir de o kadar çok izlenecek şey var ki. Ne bilim ev halkının gözüne batıyorum zaten bu ara.
SilKararsız olmak zor be..
YanıtlaSilEvet kızımız fazla kararsızdı. Belki de bir seçim yapıp mutsuz olmaktan iyidir...
SilSpencer i görürsen izleyeyim. Lady di yi çok severdim 😔
YanıtlaSil