Ağaç Ev Sohbetleri 101


 Ağaç Ev Sohbetleri'nin yeni konusu Kaplan Diary'den gelmiş bu hafta. Derin, incelikli, ince bir çizgi üzerinde bu haftanın konusu.

"LGBT hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bu bir hastalık mıdır? Etik açıdan nasıl olması ya da olmaması gerektiği yönünü bir tarafa bırakıp bu konuda kişisel görüşlerinizi ve bakış açınızı paylaşır mısınız?"

 LGBT konusundaki düşüncem genel olarak ayrıştırılmaya çalışılan diğer şeylerle aynı aslında.Kimsenin yaşamı kimseyi ilgilendirmez. 

Kesinlikle bir hastalık değil. Bir tercih denebilir. İnsanlar kendi cinsel tercihlerini yaşamakta özgürdür, özgür olmalıdır. Bunlar yetişkin insanlar. İşin içinde çocuk tacizi yok, zayıf ya da düşkün birinin istismarı yok. Kendi hür iradeleri ve kararları  ile yaşayan insanlar. Kimseye bir zararları olmadığı gibi genelde çoğ da eğitimli, çevreye, insana duyarlı kişiler.

LGBT'li biri çıkıp bunu açıkca söylediği için "sapık" olarak nitelendiriyor. Ona sapık deyip de aynı hayatı yaşayan kaç kişi var acaba? Mesela trans olup başka iş bulamadığı için vücudu ile para kazananlar var. Bunun müşterisi kim? Yine bir erkek. O transı aşağılayan, şiddet uygulayan belki de öldüren erkek. Asıl ikiyüzlülük, sapıklık bu bence.

Bir de çocuk tacizi yapanlar var. Hepimiz haberlerde okuyoruz, yapan kişi kanıtlı ortada. Genelde kim çıkıyor? Ben müslümanım diyen kimi dede, kimi dayı, kimi amca-baba erkek müsveddeleri. Sonrsan LGBT'li birey sapık, bunlar dini bütün müslümanlar. 

LGBT'li bireye karşı yıllardır nefret suçu işleniyor. Çeşitli biçimlerde taciz ve şiddete maruz kalıyorlar. Ama son Boğaziçi olayları sırasında bu had safhaya çıktı. Gözaltına alınan çocuklara o kadar üzüldüldüm ki. Göz önünde yapılan şiddet ortadayken kapalı kapılar ardında yaşadıkları...Aman bizden uzak olsun, görmüyoruz, duymuyoruz. Malesef adaletin ve medyanın olmadığı bir dönemde her bilgiden uzak, ot gibi yaşıyoruz. Bir de önümüze din, gelenek, hetero erkek şiddetini koymuşlar "aman çizgiyi aşarsak bizi de damgalarlar" korkusuyla susuyoruz. Damgalasınlar valla. 

LGBT'li bireyin yaşadıkları sadece kendini ilgilendirir, şiddet kesinlikle kabul edilemez. Hele ötelemek, ayrıştırmak "sapık" damgası vurarak şiddeti normalleştirmek asla asla kabul edilemez.

Yorumlar

  1. pekiii sölesenee o zamansaa, evdekiler gelip sana ben lgbt yim, artık böyle yaşıycam, derse neler hissedersiin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında bu konun muhabbeti geçti. Düşündüm de bu konuyu kendi içimde. Yaşayacakları zorluklar için üzülürüm. Bu ülkede çizginin dışına çıkmak zor. Hele ki bu konuda. Ama kesinlikle kızmam, aşağılamam ya da reddetmem.

      Sil
  2. O kadar doğru noktalara parmak basmışsınız ki! Toplumca iki yüzlüyüz. Belli işler yapılıyorsa arz talep dengesi ile yapılıyor. Aynı anda o işlerin müşterisi olup lafı açılınca da tu kaka diyenler yüzünden yaşanıyor tüm saçmalıklar. LGBT bireyleri dışlamak yerine kendi tercihleri doğrultusunda yaşayabilmeleri için gerekli koşullarla desteklesek her şey çok farklı olabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beni en çok rahatsız eden durumlardan biri ikiyüzlülük. Hayatın pek çok alanında öyleyiz aslında.

      Sil
  3. Yazdıklarınızın pek çoğuna katılıyorum. Kimsenin yaşamı kimseyi ilgilendirmez, ok. LGBT bireylere karşı ayrımcılık yapılmasına, hor görülmesine, üzerlerinde baskı kurulmasına, şiddet uygulanmasına kesinlikle karşıyım ve toplumun bu konuda bakışını yadırgıyorum. LGBT yanında taraf tutanlar ve ona karşı olanlar bir yana bu olayı tarafsız olarak değerlendiren bilim insanları ve konusunda uzman kişilerden duyduğum en doğru söz LGBT ve devamında gelen diğer cinsel davranış biçimleri hakkında net bir şey bilinmemesidir. LGBT bireylerin sahip olduğu davranışların genetik bir karışıklık, hormonal bir bozukluk ya da psikolojik bir rahatsızlık olup olmadığı, nedenleri net olarak ortaya konulamamıştır bildiğim kadarıyla. Bu tür ilişki yaşayan LGBT bireylerin engelli, hasta görülmesi onları inciteceğinden dolayı bilim insanları LGBT yi hastalık sınıfından çıkarmış olabileceğini düşünüyorum.

    LGBT bireyleri ötekileştirmek asla istediğim bir şey değil. Ancak iki tanım üzerinde durmak istiyorum. Bunlardan birincisi "normal ve anormal" kavramları: Normal ve anormal davranış bilimsel olarak tanımlanmaya çalışılsa da herkesin fikir birliği içerisinde olduğu bir tanım geliştirilebilmiş değil. Bununla birlikte psikolojik açıdan genel bir tanım yapmak gerekirse anormal davranış; bulunduğu kültürün tipik beklentilerine uymayan, nispeten seyrek görülen, kişinin sıkıntı hissetmesine ve ev, iş (okul), sosyal yaşamının aksamasına neden olan bir işlev bozulmasıdır. Bilimsel bakımdan canlılar doğup büyüyen ve kendilerine benzer bir varlık bıraktıktan sonra yaşamı sona eren varlıklardır. Bu döngüyü normal kabul edersek diğerlerini başka türlü nasıl tanımlayabiliriz? Yine altını çizerek bir kez daha ifade edeyim. İster normal, ister anormal olsun bütün canlılara adil davranmalı onları toplumdan ayrıştırmamalıyız.

    Bu konuda görüşlerimi ifade ederken adeta Sırat Köprüsü gibi ince bir ip üzerinde yürüdüğümü hissediyorum. İkinci hassas konu da "tercih". Bence LGBT bireyler toplumun onca baskısını, dışlanmayı, hakareti, alay edilmeyi, şiddeti, haksızlığı göze alıp böyle olmayı tercih edemezler. Hani merak edip farklı zevkler denemeye kalkan ve daha sonra bu işin müptelâsı olanlar var mıdır, gerçekten bilmiyorum. Eğer böyle bir durum var ise, yani normal dışı cinsel davranış biçimleri tercihe dayalı bir durum arz ediyorsa durum vahim. Elbette, yazımın başında belirttiğim ve sizin de altını çizdiğiniz üzere kimsenin yaşamı kimseyi ilgilendirmez fakat bu durumda olayın bir başka boyuta taşınma durumu var. Madem insanın elinde olmayan ve genetik bozukluklarından kaynaklanan nedenlerin yanı sıra "merak ve tercih" LGBT olma sonucunu doğuruyor o zaman toplumun, bireylerini ev onların yaşamını zora sokacak bu tür davranışların özendirilmesine karşı koruması gerektiğini düşünüyorum.

    Sonuç olarak benim naçizane fikrim, LGBT insanın doğuştan gelen bir özelliği. Beden ve ruh uyumsuzluğu. Bunu böyle kabul eder ve bu tür insanları olduğu gibi kabul edip onlara toplumda eşit olarak yer verebilir, dışlamaz isek en doğru yolu izlemiş oluruz diye düşünüyorum. Teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  4. İnce bir ip üzerinde yürüme durumu bende de var. Ama normal ve anormal tanımları yine toplumların geleneksel görüşleri ile şekillendiği için istismara çok açık. Sadece bu konu değil ki sünni olmak normal Alevi olmak anormal bazıları göre. Benim bir arkadaşım kesinlikle Alevi ile evlenmeyeceğini söylemişti mesela. Ya da kimi insanlar tekerlekli sandalyedeki birine bile anormalmiş gibi bakabiliyor. Hele ki biray zihinsel engelli olmasın.
    İşin ne kadarı tercih ne kadarı psikolojik ya da fiziksel faktörlere dayanıyor? İşin bilimsel açıklaması için epey araştırma okumak gerekir sanırım. Ama cinsiyet değiştirme ameliyatı olacakların çok ayrıntılı ve uzun bir psikolojik takipten geçtiklerini biliyorum (geçmişteki çalışma hayatımdan. durum değişmemiştir sanırım)
    Yani tercih bile olsa onların hayatını zorlaştıracak faktörleri ortadan kaldırmaya çalışsak belki daha iyi. Bazı bağnaz kafaları iyileştirmek lazım. Bu işin en zor kısmı

    YanıtlaSil
  5. Farklı olanı yargılama dünya üzerindeki tüm toplumlarda var. Keşke herkes kendi hayatı ile ilgilense ve dışarıdakileri kendi kafasındaki doğrulara göre düzeltmeye kalkmasa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hep dışarıdaki insanlar suçlu, hep onlar hatalı. En iyisi biziz...

      Sil
  6. Birkaç arkadaşın yazısına yorum yapmaya çalıştıktan sonra sizin yazınıza sıra geldi:) Ve gördüm ki o yazmaya çalıştığım yorumların, en güzel ifade edildiği, en güzel anlatıldığı yazı sizin ki olmuş:) Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Konu ince bir çizgide. Çok farklı görüşlerin olması doğal. Ama ne olursa olsun yaşantılar yargılanmamalı. Yani bu tür konularda

      Sil

Yorum Gönder