Hafta sonundan

Hafta sonu yine 2 gün tarla vardı. Kene vakasından sonra özellikle ev ve oturduğumuz yerlerdeki otları iyice temizleyip ilaçlama yaptım. Genel olarak sulama, ot temizliği, domates-biberlerin etrafını çapalama ve sıcaklar derken zaman akıyor zaten. Haberlerde Alaçatı'da silak alan olduğunu okumuştum. Koca kişisi günü bölüp böyle gezileri çok sevmese de benim çenemden korkup tamam dedi. Deniz de geldi bizimle. Yolda giderken şu manzara vardı. Valla tam kapanma resmen fakire. Millet denizde, sörfte gayet mutlu. Millet hafta sonu parka çıkamıyor zengin muhitinde durum bu. (sulak alanı ayrıca paylaşırım)

Pazar günü dinlendikten sonra kalkarken bu vatandaşı oturduğumuz yerin yanında bulduk. Ağaçtan mı düştü yolunumu şaşırdı bilemiyoruz. Su vermeye çalıştım, birşeyler koyduk ki yesin. Sonra bir leğene saman koyup bizden uzağa koyduk ki annesi gelsin diye ya gelen olmadı. Belki gelir yine de diye bıraktık. Alsak yaşatamayız. Netten baktım bırakılabilecek yaban hayatı koruma yerleri de bulamadım.

 

Hala deniz sezonunu açamamış ezikler olarak (ki denizin bu kadar yakınındayız sürekli) pazartesi Urla'da kaldık. Bunlar sabah erken yürüyüşümden. Uzunca yürüdüm iyot kokusunu çeke çeke. Deniz'in dersi bitince çimmeye gittik. O da ne sahil deniz anaları ile dolmuş. Gelin Kaya denen yere gittik bu kez orada da çocuklar tutup tutup kıyıya atmışlar. Şöyle bir çekine çekine yüzdük ya birşey anlamadık. Evren bizim denizle buluşmamıza karşı...

(Tamam biliyorum çok kişi hala denize girmedi ama biz martta falan denize gireriz. En geç nisan. Hem sevdiğimizden hem de deniz olan şehirde yaşamanın avantajı)