Ağaç Ev Sohbetleri 88


 Ağaç Ev Sohbetleri'nin bu haftaki konusu geçen haftanın devamı bir yerde. Bu hafta konuyu Kuyruksuz Kedi arkadaşımız belirlemiş.

Sizi başkalarından ayıran, sizi "ötekileştiren" bir niteliğiniz var mı ya da bugüne dek kendinizi hiç "ötekileştirilmiş" hissetiniz mi? Sizi "öteki" yapan niteliğinizin aslında sizi "özel" ve "güçlü" kıldığını farkında mısınız?

 Aslında bu soruya yanıtım düşünmeden evet. Genelde düşündüğünü açıkca ifade eden, bildiğini yapan, kafasının dikine biri oldum hep. Annem "politik ol biraz" demiştir hep bana. Unutmadığım anlar vardır hayatımda. Deniz kampı sırasında abimlerle yol kenarında yürürken ellerindeki çöpü atmalarına engel olmuştum. "eee herkes atıyor ama" benim için hiç yeterli olmadı. Yine evli çocuklu bir kadınken annemin tuttuğu apart dairede maa aile tatil yapıyorduk. Ben yemek (onca çocuk ve erkek fena bir yemek ritüeli var) deniz faslından kalan az zamanımda köşeye çekilip kitap okumayı tercih ettiğim için eleştirilmiştim mesela. Deniz ana sınıfına giderken (nedenini şimdi unuttum) öğretmen çocuklara haksız bir ceza vermiş. Tüm veliler aman ne tepkili öğretmene, "hadi gidip konuşalım" olduk. Tümü sustu bir ben yapılanın haksızlık olduğunu söyleyip öğretmeni eleştirmiştim. Gerisi kafasını eğip benim afaroz edilip edilmeyeceğimi bekledi. Bunlar basit ayrıntılar olabilir ama insanlar size tuhaf damgası yapıştırıyorlar hemen.

Çevremde başkasına ya da bana karşı yapılan haksızlıklarda çevre tabiri ile "deli karılık" yaptığım için eleştirilirim hatta. Özellikle kendim olmaya çalıştığım alile çevremde bile bazı davranışlarım tuhaf oldu hep. (Portakal, mandalin kabuğunu içindeki meyveden daha çok sevmem, eve ilk yulaf ezmesini getiren kişi olmam, buz aşkım. Hatta odunlarla el işleri yaptığımda bazı yakınlarım nasıl burun kıvırdı. Aslında yapıp hediye edesim vardı. Sonra bir fuar gezmişler, annem anlattı. Fiyatları görünce annem "biz de Sadet'in yaptıklarına laf söylediydik" demiş) 

Ötekiyim. Çünkü doğru bildiğimi söyleyip yapıyorum. Toplum ne der beni ilgilendirmiyor. Eşimle aynı evi evlenmeden paylaşmaya başladım, iki kira vermeye ne gerek var? Hani kadınlar der ya  karnındaki çocuk için ne denli sevdiklerini. Evet istemişizdir ama bence bunun adı sevgi değil sorumluluk. Tanımadığım birini deli divane seviyor olmak saçma geliyor bana. Zaten biyolojik annesi olmayıp (karnında taşımayıp) çocukları ne denli çok seven kadınlar var. Bir de onları doğurup eziyet edenler. Alın size iki tuhaf olma nedeni daha.

Bir de mecburen farklı olanları ötekileştirme var toplumda ki bence en fenası da bu. Doğuştan ya da sonradan sakat kalmak. Tekerlekli sandalye, protez kol-bacak. Sanki tuhaf yaratık gibi bakar çok insan bu kişilere. Down sendromu ya da farklı belirgin bir durumu olmak. Mükemmelizdir ya görmek istemeyiz toplum içinde bu kişileri. Bizden değildir onlar. Çocuklarımızla aynı sınıfta okumalarını istemeyiz mesela ya da tiyatroda aynı salonda olmayalım diye uygun şartları yapmayız. 

Geçen haftaki konu işte; toplumun belirlediği "normal" kavramının dışına çıktığınız zaman az ya da çok dışlanıyorsunuz. Bunu en eğitimlisi de yapıyor cahili de. Çünkü normal olan düşünmeden genel geçer kurallara uymak.

Yorumlar

  1. anneeeee, korkukur senden :)

    YanıtlaSil
  2. Deli karılık çok komik geldi :D O kadar çok duyuyorum ki böyle şeyler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Azıcık var delilik ya ondan öyle yazdım.

      Sil
  3. İnandıklarınızdan vazgeçmemek, doğru olduğuna inandıklarınızın peşinden gitmeniz.. Boş verin ötekileştirsinler:-) Siz hayata gözlerinizi yumarken huzur içinde olacağınıza inanıyorsanız, gerisi yalan:-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anlaşılmamak bazen can sıkıcı olabiliyor ama. Yine de kafam rahat.

      Sil
  4. Aynı fikirdeyim. Her birimiz ötekiyiz. Bazıları toplumun normlarına daha uyum sağlıyor bazıları kişiliğinden taviz vermiyor. Ötekileşiyoruz, ötekileştiriyoruz. Dünyanın düzeni belki bu. Değiştirmek mümkün değil. Çocuk konusundaki düşünceleriniz de yakın geliyor bana. Annelik içgüdüsü inkar edilemez ama herkeste aynı derecede mi tartışılır. Engelli insanlara karşı başta devletimizin, ailesinin ve diğer insanların sorumlulukları var. Ötekileştirmeye maruz kalanlar arasında ön sırada bu insanlar. Onları ötekileştirmediğini iddia eden insanlardan kaçının yürüme, konuşma ya da işitme engelli biriyle evlenmeyi kabul edeceği ayrı bir konu. Onları elimizden geldiğince yaşama tutunmalarını sağlamak insanlık görevi. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim yorumunuz için. Evet dünyanın düzeni bu malesef. Olmasa dediğimiz çok şeyi yaşamak durumunda kalıyoruz.

      Sil
  5. öteki konusundaki en içten yazı olmuş. herkes bir diğeri için ötekidir zaten.aynı olmak mümkün mü?Politika,toplumsal, dinsel kurallar ya da coğrafya araya girmese de, sırf insan olarak kişiliğine, huyuna suyuna bakarak dahi ötekileştirebiliriz ,birbirimizi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.Birbirimizi olduğumuz gibi kabul edebilsek ne güzel olurdu.

      Sil
  6. Her satırda kendimi buldum! O kadar benziyor muşuz ki! Aklıma geleni o anda evirip çevirmeden, hiç kıvırmadan söylerim hep, hiç nabza göre şerbet falan da vermem. Doğru bildiğimi okurum. Genel olarak benim için hep "Delidir ne yapsa yeridir" diyorlar. N'apalım biz de böyleyiz demek ki! Bence de doğrusu da böyle olmak zaten :)

    YanıtlaSil
  7. Ben de senin gibiyim ama yaşlandıkça da amaan boşver diyorum bazı şeylere. Yalnız çocuklar kırmızı çizgim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder