Ağaç Ev Sohbetleri 69


 

Bu haftaki Ağaç Ev Sohbetleri'nin konusu Makbule Abalı'dan geldi; "Evliliklerde boşanma ve ayrılıklar"

Bir yorumdada yazmıştım çetrefilli bir konu bu ve ayrıca çok kişisel. Yani çokça yanıt bulunabilir bu konuya sanırım;  aile büyükleri, maddiyet, arkadaşlar, kılık kıyafet, iş, çocuk, ev için alınanlar, dedikodu, konu komşu...liste uzadıkça uzar.

Evlilik zor zanaat. Eskiler bu işi iyi kotarmış. Ama belli kurallar çerçevesinde. Baktığımızda kadın ciddi bir yükü sıtlamış. Çocukların bakımı, ev ekonomisi, ev içi işlerin yürütülmesi, gerektiğinde tarla-toprak işleri, erkeğinhakkı olan zamparalıklar... Ama şimdi işler fazlaca değişti. Kadınlar daha demokratik haklar istiyorlar. Sonuçta geçmişte çokça ağır yük altında olan annelerimiz, ninelerimiz sadece ev işlerini yaptıklarından (ya da eve para getirmediklerinden) pek de değer görmemişler. Ama şimdi kadınlar iş hayatının içinde, evin geçiminde gözle görünür katkıları var. Hem tüm gün iş, hem ev işi, hem çocuk bakımı illa ki zor. Erkekler de değişti artık. Kadına hakkını veren çok erkek var. Ama bir taraftan da eski düzeni isteyenler. Kadın çalışsın, ben keyif yapayım. Ya da kadını değersiz görenler. 

Yakın zamanda bir film paylaşmıştım. Adam haklı mücadelesinde hapse giriyor eşi tam destek oluyordu. Ama düşman olduğu kişi karısına çamur atınca hemen inanıyordu. Garip bir erkek dayanışması da var yani bu dünyada. Sizin nefret ettiğiniz adamın lafı, eşinizinden daha önemli. 2 erkek annesi bir kadın olarak umarım oğullarım bu çarkın dişlisi olmazlar diyebiliyorum ancak. 

Kadınlar daha aktifler, maddi olanakları olduğunda olumsuz durumlara karşı çıkabiliyorlar, mücadele ediyorlar. Katlanmıyorlar. Çocuk yoksa işin içinde olumlu bir durum bu. Ama işe çocuk-çocuklar girmişse zor. Artık istenmeyen bir evlilik çocuk iin sürüyor ve hoş değil tabiki. Sanki hep erkekler suçlu gibi oldu sanki ama değil tabi ki. Günümüzde ilişkiler iyice laçkalaştı malesef. 

Çok beklenti içine girmemek, denge, saygı (sanırım en çok da bu) ve güven. Klasik ama insanları olduğu gibi kabul edebilmek. 

Yorumlar

  1. Erkekleri sanki biraz daha suçlamışsınız evet:) Lakin burada önemli bir görev annelere düşüyor. Erkek çocuğa sen erkeksin, kız çocuğa sen kızsın diyerek bazı gereksiz sorumluluklar yüklüyor toplum. Boşanma ve ayrılıkta bu algının da büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Kadının namus bekçisi görülüyor erkek. Eşine yardım eden kılıbık deyip alay konusu yapılıyor. Kadına şiddeti savunacak halim yok fakat bunu önlemenin yolu yasalar ya da polisiye tedbirler değil erkeğe yüklenen bu lüzumsuz vasıfları ortadan kaldırmak ve kadını erkeğe muhtaç bir pozisyondan kurtarmaktır.
    Son cümlenize yürekten katılıyorum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız akşam yazarken atlamışım bu konuyu. Kadının en büyük düşmanı kadın aslında. Bir nevi yaşadım ben bunu. Üniversiteyi kazandığımda (İstanbul Üniversitesi) babannem karşı çıktı ilk "kız kısmı İstanbul'a mı gönderilir" diye babama az nutuk çekmedi. Şansım annem oldu. Kimi kadının da işine geliyor erkeğin eline bakıp evde rahat yaşamak! Ya da bunu doğru kabul etmiş kendi çocuklarını öyle öğretiyor. Bir anı daha olsun. Büyük oğlumu hemen 1 yaşından sonra sünnet ettirdik. Bana göre taamen cerrahi müdahale, başka anlamı yok. Gittiğimiz gayet medeni, eğitimli akraba ziyaretinde "gerçekten mi gösterin bakayım" tepkisini alınca şok olmuştum.

      Sil
  2. Yazdıklarına katılıyorum, özellikle erkek dayanışmasına. Malesef kadınlar arasında bu dayanışma sadece sözde oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kadınlar daha çok birbirinin kuyusunu kazma derdinde. Kıskançlık var. Garip.

      Sil
  3. Merhaba yazılarınızı okudum ve çok beğendim. Bloğunuzu takipteyim. Sizide kendi bloğuma davet ediyorum davetimi kırmaz gelirseniz çok mutlu olurum :)

    Blog adresim: https://yusufakmann.blogspot.com

    YanıtlaSil
  4. Konu üzerinde çok farklı ve değişik görüşler oluştu. "Çetrefilli bir konu bu ve ayrıca çok kişisel" deyişiniz düşündürdü beni. Ama hayat da öyle değil midir? Hayatı hep ti'ye almak hayatımızı daha zorlaştırmaz mı? Son cümlenize yürekten katılıyorum. Yazımda benim de değindiğim bir görüş bu.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kişisel derken daha çok boşanma konusunu düşünmüştüm. Evet belli konular üzerinde toplansa da nedenler çok uçun, kişisel nedenler de olabiliyor. Öyle bir hale geldi ki insanlar evde-sokakta patlamaya hazır bomba gibi. En küçük bir kıvılcım kavga tetikliyor. Bu da ilişkileri zedeliyor.

      Sil
  5. eveet değiştirmeye çalışmadan kabul etmek yapabilse insanlaaar :)

    YanıtlaSil
  6. Ben evliliği kurtarmak için çocuk yapan çiftlere acayip ayar oluyorum. Sonrasında evlilikte bitiyor, yeni dünyaya getirdikleri çocukta ziyan oluyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder