29 Ekim tarihinde Aşıklar Şelalesi'ni görelim diye Dikili taraflarına gittik. Sabah erkenden yola çıktık. Görebildiğimiz kadar yer görelim günler de kısa. İlk hedef Şelale oldu haliyle. Gördüm ve hayal kırıklığına uğradım. "nasıl yani burası mıymış" modunda, kapalı havada mutsuz mutsuz fotoğraf çektim.
Netten bakmıştım bir mağara ve yukarılarda bir şelale daha olmalı. Oradaki görevli bize minik bir tanıtım yapmak istedi. Mağaranın çok güzel olduğunu ama kılığımızın uygun olmadığını söyledi. Daha yukarılarda bir şelale daha var görmelisiniz dedi. Arabaya gidip ber şort, Devrim ve Deniz mayolarını giydiler. Akıllılar terlik koymamışlar Deniz çizme, Devrim de spor ayakkabıları ile düştük yola.
Bunlar şelaleye inen merdivenler. Nette çok basamak diyordu ya bence hiç de çok değil. O çok diyenler ciddi basamak görmemiş.
Ve Ağlayan Mağara. Önce bir miktar iki büklüm yürüyorsunuz. Ayağınız buz gibi suyun içinde, zifiri karanlık. Fener falan düşünmemiştik, cep telefonları ile idare ettik. Bir süre sonra dik konuma geçtik ya ben "yarasa var, birşeyler uçuyor" dedim. Bir süre sonra benimkiler de fark ettiler. Resmen tepemizde yarasalar uçarken, sular yağmur gibi damlarken sonuna kadar yürüdük. Yer yer su dize kadar geldi öyle uzun bir mesafe değil ama inanılmaz keyfli oldu bizim için.
O ortamda uzun pozlama fotoğraf çekmeye çalışan ben (karanlık ve akan sular) epey çektim bu arada. Kesinlikle bir daha gelinecekler yerler arasına girdi.
Lensi tam tepeye çevirerek çektim bunu. Biraz dikkatli bakınca yarasalar görünüyor. hoş buradaki çözünülürlük kötü olabilir.
Aşağıdaki karede görülen ise Ece Çağlayanı. 1 km'den fazla yürüyerek ulaştıkburaya. Rahat bir parkur. Yüzülebilecek bir alan ya soğuk olduğundan es geçtik. Havlu da yoktu yanımızda zaten.
Oradan çıktığımızda 2 falandı acayip acıkmıştık, bir sahil kenarı bulur semaverde çay demledik, yüzdük hatta. Acayip iyi geldi su. Suda bir dil balığı gördük ki ilk kez kaçmayan dil balığına denk gelen bizde kamera yoktu. Gerekmez diye almamıştım yanıma. Yukarıda ise Kazıkbağları denen yer. Dönüş yolundaydı günbatımı kaçırsak da bir kaç karede buradan çekip ev döndük.
Macera tam gaz:) İlk şelaleyi görünce ben de hayal kırıklığına uğradım doğrusu. Fakat daha sonra güzel yerlere gelmişsiniz. Altıncı fotoğraftaki insan yüzüne benzeyen figür dikkatimi çekti.
YanıtlaSilİnsan yüzü Facede bir arkadaşın daha dikkatini çekmişti. Ben çekerken görmedim zaten hiçbirşey. Uzun pozlama ile az da telefon ışığı sayesinde aydınlandı kare.
SilUzun yaz sonrası suyun az olması normaldir sanırım. Mayıs, haziran gibi bir daha gitmek lazım.
Selamlar iki şelale de güzel aslında ama suyu az. Dikili'deki parkura bayıldım. Mağara tecrübem hiç olmadı ama heyecanı okurken hissettim. :)
YanıtlaSilYaz sonrası su az olması normal sanırım ya sonbahar için biraz bu mevsim gezmeyi seviyoruz doğada. Mağaraya daha önce de girdim Marmaris'te ama böyle değildi. Bu çok hoştu. Ürkerken zevk almak...
SilGüzel bir tanıtım yazısı, Bergama' da otururken Dikili kaçış yerimdi ama burayı bilmiyordum. Teşekkürler Adadenizi :)
YanıtlaSilBergama'ya 2 kez gittim ve çok sevdim. Daha tamamını gezemedim bile. Antik kent, Kızıl Bazilika, eski Rum evleri....
Silannemler gitmişler izmirde duymadım ben ama giderim bigüün işallah :) dikili bademler vardııı orda nefis plaj filan var yaa :)
YanıtlaSilPlajı da duydum ya bizim gittiğimizde hava o kadar iyi değildi. 29 ekim oralın suyu soğuk. Sadece bir yerde girdik denize. Yaza gitmeli, çadır falan kurup 2 gün buralarda yüzmeli.
Sil