Ekim de geldi

Aslında okuduğum kitaplardan yazacaktım zor geldi. Evde sürekli bir eğitim hali, bugün Ada'da başladı derslere. Online ingilizce hazırlık. Ada'nın ergen tripleri dalgalı ve zaman zaman fırtınalı olarak sürüyor. Sınav bitti rahatlar dedik olmadı. Sürekli bir nefret kusma, kızgınlık, mutsuzluk, bağırma halleri. Devrim de bende çıkamadık işin içinden. Eh bir uzmana gidek dedik ergenimiz kabul etmiyor. Dün yine tarla dönüşü hır çıktı da ondan böyle işte. Hayatımda kendimi bu kadar çaresiz ve yorgun hissettiğim bir dönem olmadı sanırım...

Onun dışında kış hazırlıkları, pekmez, domates kaynatma. En son üzüm pekmezini yaptık, biber salçamı hallettim. Araya Urla işleri karışıyor. Orada da bir odanın badana işi vardı cumartesi araya kıstırverdik. Sabahtan kendimizi serin sulara attık ama. Attık ya bu tekneler fena hep yağ atıyorlar. Yok mu bunun önlemi, niye bu kadar duyarsızlar. 

Bir kavun çürümüş, kenara koymuştum tarladayken. Bu güzellik gelmiş önce kaçırdım. İkinci gelişinde yerlerde sürüne sürüne epey bir çektim kendisini. 

Şöyle başımı alıp gidesim var. Yok sorumluluk bilinci izin vermiyor. Dün o kadar kızdım ki evin erkeklerine; ne haliniz varsa görün, istifa ediyorum, yemek falan da yapmayacağım. Bugün netteyken baktım Deniz'in öğle arası geliyor kalktım çorba yaptım. Unuttum istifamı....