Boyalı Kuş


 Jerzy Kosinski'nin oldukça etkileyici kitabı Boyalı Kuş'u Okuma Şenliği Güz kapsamında almıştım kütüphaneden. Kitap, II.Dünya Savaşı sırasında ailesi tarafından güvenliği için uzak bir köye gönderilen bir çocuğun hikayesini anlatıyor.

Henüz 6 yaşında iken çocuklarınınhayatından endişe eden anne-baba o dönem pek çok ailenin yaptığı gibi kaçan kişilerin yanına çocuklarını veriyor. Ancak çocuğu götüren kişinin verdiği yaşlı kadın ölünce çocuk ordan oraya savrulmaya başlıyor. Çünkü esmer teni, siyah saçları ve gözleri nedeniyle 'çingene' olarak görülüyor. Almanlardan korkan halk da böyle birne korumak istemiyor.

Çocuk ordan oraya kaçıp, karnını doyurlak için kimi zaman çiftliklerde çalışırken pek çok şiddete de maruz kalıyor. İnsanların ne kadar kötü olabildiğinin hikayesi bu belki de. Kimileri kitapta anlatılan şiddetin abartıldığını düşünmüş. Ben bugün yaşadığımız dünyaya bakınca hiç de öyle olmadığı kanısındayım. Her ne kadar kitap kurgu olsa da insanlar bu kadar kötü. Sadece bu kadar şiddeti yaşayan çocuk hayatta kalabilir mi noktası benim kafama takılan.

 Benden önce Devrim okudu kitabı. Aşırı etkilenmiş Deniz merak edince çok iğrenç, kötü diye yorumları çocuğun yaşadıklarını. Ben neden bilmem o kadar etkilenmedim. Sonuçta her gün haberlerde o kadar benzer şeyler okuyoruz ki "arabaya bağlanıp sürüklenen köpekler, bebeklere tecavüz, helikopterden atılma, hayvana tecavüz, çocuğunu parçalayıp çöpe atan anne..." 

Yani kötüyüz. Biz insanlar dünyadaki en kötü, en zalim, en berbat ırkız....


Yorumlar

  1. Kitabi okumak istiyorum. Filmini izledim sana da tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet aklımda izlemek. Şu ara işlerden fırsat bulamadım sadece

      Sil
  2. çok iyi tabiii yaa :) bulutsuzluk özlemi şarkısın yaptı, şimdi filmi çekiliyooo :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet çıkmış filmi de. Fırsat bulamadım ama. Şu bahçe, kış hazırlıkları derken dökülüyorum. Bir de sabah erken kalkıp yürüyüş rutinimi yerine getirmeye çalışıyorum. Gece filmleri yok hayatımda bu aralar.

      Sil
  3. ben çok küçükken ortaokuldu sanırım okumuştum o zaman için çok etkilenmiştim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Epey küçük yaşta okumuşsun. Etkilenmemek mümkün değil. Ben günümüz çirkinliklerini yaşayıp da okuyunca olağan geldi işte.

      Sil
  4. Boyalı Kuş'u uzun yıllar önce okumuştum. Filmi de yakın zamanda piyasaya çıktı. Kitabından oldukça etkilenmiştim. Bu yüzden filmini izlemek için henüz cesaretimi toplayamadım...
    "Kötüyüz" söylemi bana Sekiz Yüz filminin araştırmasını yaparken öğrendiklerimi çağrıştırdı. Şimdi buraya yazsam mı kararsızım ama yazacağım galiba. Japonların 1937'de Çin'de yaptıkları katliamdan Japon gazetelerine yansıyan bir haberi gözümde canlandırınca kendimi bayağı kötü hissettim. Japon askerler saat tutup kılıçla sıraya dizili haldeki kaç Çinliyi birden öldüreceklerine dair yarışmalar düzenliyorlarmış... Kötüyüz ve dünyada buna dair sayısız örnek var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Malesef çok örnek var. Bu filmi duymamıştım ben.

      Sil
  5. Hep merak ettiğim lakin okuyan arkadaşımın "yüreğim kaldırmadı, çok üzüldüm" dediği bir kitaptı. Bende erteledim okumayı 😕

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eşim de çok rahatsız oldu. Ama film seyrederkende aksiyon ya da komedi tercih eder. Ben dram severim.

      Sil

Yorum Gönder