Bozburun


Bu ara o kadar fotoğraf çektim ki. Biraz da gezdik tabiki. Teee temmuz ayında gidip paylaşacağım dediğim yerler duruyor. Yavaş yavaş fotoğraflarla birlikte izlenimlerimi aktarayım en iyisi..

Marmaris gezisi hem iyi hem kötü oldu. Onca yere gidip oraların hakkını verememek. Biz, eşimin kuzeni ve dayısı vardı. Dayı biraz huysuzlandığında benim istekler hep güme gitti. Bozburun da biraz öyle oldu. Arabala gittik biz. İçinden denize girenler vardı ama bizi sarmadı oralar. Daha bakir yerler sorduk ancak tekneyle gidilirmiş. Aslında belli bir yere kadar arabayla gidilip yürünürdü de ona yanaşmadılar malesef...

Şu yukarıdaki ev dışında bir şey bulamadım çekecek mesela. O çok ünlü Bozburun (en azından içi) beni hayal kırıklığına uğrattı. Çevresinde antik kentler de varmış. Yine işin içine yürüme girince dayı pek gönüllü olmadı. Bir kez daha hakkını vererek gezmeli diyorum ben..
 

 İşte bu masa. Hayallerimin masası. Sahilde yürürken gördüm. Direk antenler çalıştı tabiki odun neticede:))) Ben "çok güzel bu bende istiyorum. Koca kişisi bir bana bundan yapmadın" diye mızlanırken hemen soğağın diğer tarafından bir baş "onu ben çıkardım denizden" demez mi? O ahşap kısmı çıkartıp verniklemiş muhteşem olmuş. Ben gayet rahat ve sesli olarak Devrim'e "bak millet denizden neler bulup çıkartıyor. Sen bana hiç bundan bulmadın" diyerek, milleti güldürdük.


Sahil kesimine tekneler demirlemiş. Arada minik iskeleler var. İnsanlar oralardan denize giriyorlar.


 Ve Deniz'in sahip olmak istediği tekne şu ahşap olan gibiymiş. Büyüsün alsın, bizi de gezdirsin. Ne diyelim...




Uzaktan Selimiye. Hiç girmedik oraya biz. Şehirleşmiş yerlerden çok daha bakir yerlerdi hedefimiz. Bir de ben antik kent dedim ya pek olamadı....

Yorumlar