Knidos

 Marmaris tatili kapsamında dolaştığımız ve benim "kesinlikle bir daha gidilecek" dediğim yer Knidos. Hoş benim gidilecek yerler de bitmiyor ya neyse...

Datça'ya 33km uzaklıkta, yarımadanın en uç noktasında, Akddeniz ve Ege'nin birleştiği Tekir Burnu'nda Knidos. Sanat, kültür, din ve tıp merkezi olarak kabul edilmiş. Yani tam bir yerleşim yeri.

Yukarıda görülüyor, tiyatro bakıma alınmış ama kullanılacak taşlar malesef bildiğin tertemiz mermerler. Yine pek güzel olmayan bir restorasyona imza atılacak gibi.

Bir de banailginç gelen aşağıdaki manzara. Buluntular böyle dizilmiş. Yerlerine yerleştirilememiş mi yoksa hiç gerek mi görülmemiş bilemiyorum. Ama hoş değildi. Burası o kadar büyük ve güzel bir yer ki keşke daha düzgün bir kazı çalışması yapılsa diyor insan...





Knidos'un meşhur Afrodit heykeli. Ben çekmedim çünkü çalınmış, yerinde değildi.  Heykeltıraş Praksiteles’in M.Ö. 4. yüzyılda beyaz sert mermerden  yaptığı bu eserin ünü, dünyada ilk çıplak kadın heykeli olması. Praksiteles, İstanköy Adası sakinlerinin siparişi için iki Afrodit heykeli yapar. Bunlardan birinde tanrıça figürü örtülüyken diğerinde tanrıça çırıl çıplaktır. Ada sakinleri, çıplak heykeli almak istemez ve heykel Knidos şehri tarafından alınır ve şehrin en yüksek terasına yerleştirilir.
Heykelin aslı yok. Ya iddia edildiği gibi kaçırılırken batan gemi ilebirlikte sulara gömüldü ya da sahip olanlar hiç açığa çıkmadı. Ama benzerleri çeştli müzelerde varmış. 


 Biz oradayken müthiş bir rüzgar vardı. Hatta fırtına denebilir. Kıyılara yaklaşmak mümkün bile olmadı. Küremi pek kullanamadım o yüzden. Bir kaç denemeden biri bu. Antik kentin karşısındaki feneri çektim.



 Ve günbatımı. Zaten amaç orada günbatımı seyretmekti. Müze gün batımına kadar açık.. O kadar çok kişi bunun için oradaydı ki. Sanırım böyle bir şey benimsenmiş. Güneş battı mı herkesi çıkartıyorlar ama.
Alan çok büyük, ilk kez gelmişin. Nereden çekim nasıl olur bilemediğimden, o güneş batana kadar tepeler hariç her yeri koşa koşa turladım resmen. Ertesi gün ayaklarım sızlıyordu.


Ve panoramik görüntü. Aslında tripotla çekilmeli. Dediğim gibi aşırı rüzgar buna engele oldu. Biz kazıların yapıldığı bu tarafları dolandık. Karşıda yerli halk yaşarmış. Sanırım iş yerlerinin de bulunduğu bu tarafa geçmeleri yasakmış (oradaki bir kişiden öğrendiklerim) Kalıntılar görünüyor ama kazı yapılmamış oralarda. İkinci gidişte hem karşıyı hem de o görünen feneri gezmeli.


Yorumlar