You Were Never Really Here

Biraz bol filmli blog moduna girdim bu aralar. Kitap okumak film izlemek, günlük işler ve fotoğrafçılık. Yoğun uğraşılarım bunlar şimdilerde.

Malum bir de maç olayı var erkeklerin. Normalde bizim tv'yi sadece Devrim kullanır o da çok sık sayılmaz. Ama merak edilen bir maç varsa çocuklar gündüz bile açıyorlar. Haliyle akşamlar onların meşgul satleri. Ben de laptoptan film seyrediyorum.

You Were Never Really Here (Gerçekte Hiç Burada Olmadın) ne zaman istemişim de flaşa kaydedilmiş bilmiyorum. Dün neler var diye bakarken gördüm. Devrim yeni istediklerimi getirmemiş ben de bunu seyredeyim dedim. Ama sonuç nefis bir film çıktı...


Afganistan ve Irak’ta savaşmış, asosyal Joe, yaşlı annesinden başka kimsesi olmayan, kimseyle görüşmeyen, geçimini geçimini kayıp çocukları bulmakla sağlayan biri. İri, çirkin, elinde kanlı çekiçle karşınıza çıkan bir tip. Pek de sevimli değil yani. Ama dakikalar ilerledikçe film sizi içine alıyor.

Genelde fuhuş batağına çekilen kızları kurtaran Joe'dan, bu kez senatörün kızını kurtarması isenir. Kızı kurtarır ama çete polmlitikacılardan oluştuğu için kendisini kanlı bir mücadelenin içinde bulur.

Bu kadar kanlı bir filmin bu denli insani olabilmesi inanılmaz. Hem rahatsız oluyorsunuz, hem içiniz ısınıyor. Bir gün önce birilerinin kafası çekiçle kırmış birinin annesine karşı davranışları...


Film, Cannes Film Festivali'nde En İyi Senaryo Ödülü’nü ve En İyi Erkek Oyuncu Ödüllerini almış. Joaquin Phoenix, film için 30 kilo şişmanlamış. Meraktan fotoğraflarına baktım değişim inanılmaz. Gişede pek başarı gösterememiş sanırım ama bence hakketeği ilgi çok çok fazla olmalıydı.

(Bu arada başta listemde bu film yoktu. Ancak listeye eklediğim filmlerden birini bulamadığım için bunanla değiştirdim)

Yorumlar