Durgun Don


Okuma Şenliği'nde 600 sayfadan uzun kategorisi için evde hiç kitabım yoktu. Devrim Durgun Don'u okumamı tavsiye etti. 4 kitaplık bir roman.....Ama gel gör ki 2. kitabını birilerine verip unutmuş sanırım bulamadık özel kitaplarının arasında da..Epey bir arama tarama işleri başladı. Elimizdeki eski bir baskı olduğu için yeni baskılardan almak istemedik. Netten ve bildiğimiz sahaflardan aradık. En sonunda Alsancak'ta bir sahafta bulmuş Devrim, seti tamamladık:)))

İşin en güzel tarafı tabiki eksiğin tamamlanması. 4 kitap ve toplam 2 bin sayfaya yakın olduğu için ben biraz tereddütlü yaklaştım itiraf ediyorum. Bir de Kazaklar'ı anlatan bir kitap sıkıcı olur gibime geldi...Ama gel gör ki o kadar lafı geçip bir de aranıp bulununca okumamayı yediremedim kendime...

Durgun Don, Şolohov'un ilk  büyük eseri imiş. Yazdığında daha 24 yaşındaymış...Kitap Kazaklar'ın çeşitli dönemlerdeki yaşayışlarını anlatıyor. Kitap 1926-1943 yılları arasında yazılmış.

1. Kitap; Kitapta Kazaklar'ın günlük yaşantıları, gelenekleri, kişilerin özellikleri hakkında bilgi ediniyoruz. Kitabın ilerleyen sayfalarında, Almanlar'ın Rusya'ya açtığı savaş var. Aslında buraya taşınacak pek çok söz var ama şu paragraf bence daha bir anlamlı;;;;

"Aslında olanlar neydi? Henüz hemcinslerini Öldürmekte ustalık kazanamamış insanlar, ölüm meydanlarına itilmişler ve bu insancıklar, çevrelerini saran ölüm korkusu içinde hücuma kalkmışlar, gözleri dönmüş bir halde ve ne yaptıklarının farkında bile olmaksızın birbirlerine vurmuşlar, birbirlerini kesmişler, biçmişler, atlarıyla birlikte sakatlanmışlar ve içlerinden birinin vurulup ölmesi üzerine de ters yüzü dönmüş kaçmışlardı. Maneviyatları kırılmış olarak, ruhen çökmüş olarak kaçmışlardı.
İşte kahramanlık denilen şey! "

2. Kitap; Don Kazakları'nın Birinci Dünya Savaşı'nda ve Kerenski devrimindeki durumlarından bahsediliyor. Sürekli bir savaş hali var bu ciltte. Birinci kitapta tanıdığımız karakterlerin savaş hali, hangi tarafta olmaları gerektiği konusundaki bocalamaları ele alınmış.....

Şimdi diğer 2 kitabı okumaya devam...

Yorumlar

  1. iyi cesaret ben daha yolun yine taaaa başındayım

    YanıtlaSil
  2. hımmm.tamamlayınca yorumlarına bakıp not almaya karar verdim :)

    YanıtlaSil
  3. Bu kadar çok kitap okuyabilmeni kıskanıyorum. Ben gün boyu 9 saat işteyim. Akşam da eve gelince yemekti derleme toplamaydı çok vakit geçiyor. Hele internete girersem bittiiiii. Ancak yatarken kitap okuyabiliyorum, onda da uykuyla uyanıklık arası kaldığım yeri unutup ertesi gün yeniden aynı yerlerde dolaşıyorum. Böylece son derece verimsiz bir okuma düzenim var. Şimdi söyle bakalım seni ve diğer okurları kıskanmakta haksız mıyım:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne diyebilirim ki haklısın.....Çalışınca hele bir de çocuk varsa kitap okumak lüks oluyor biraz. Ben çalıştığım dönemde okuyamıyordum mesela. Eve gel yemek, çocukla ilgilen, ortalığı topla, ertesi gün için bazı hazırlıklar bitti gün...

      Sil

Yorum Gönder