Yine epey bir ara vermişim buralara. Yangından sonra ne fotoğraf çektim ne de gelip düzenleme yapasım geldi. Bilgisayarda sadece dizi izleyip sosyal medyada dolanıyorum şu aralar.
Bu arada eşimin ablası rahatsızdı. Bir hafta kadar Urla'da kaldık. Fırsat bu fırsat deyip ben her gün yüzdüm, sahilde yürüdüm-koştum. İzmir'in boğucu sıcaklarında suya girmek cidden rahatlatıcı. hele benim gibi deniz aşığı biriyseniz.
Bir kere daha gittik tarlaya. Urla İlçe Tarım'a dilekçe verdik zarar için. Birşey çıkar umudumuz yok ya bakalım. Hali hazırda hükümet asırlık zeytin ağaçlarını madenlere kurban edecek yasayı geçirmişken yanan zeytinlere tazminat falan vermez. Ev ve içindekilerle ilgili ise sonuç alma ihtimalimiz daha da azmış. İşin trajiği şöyle bir dolandık etrafta. Maddi zararı en çok olanlardanız sanırım. Çünkü oralarda çoğu tarla dikim yapmıyordu. Hayvan için yem sadece. Köy yakın olduğundan ev falan da yoktu. Bir prefabrik gördük bir kısmı yanmış, bir de hindi çiftliği varmış. Bir tane prefabrik ve içindeki ağaçlar hiç zarar görmemiş. Sahibi oralardaydı da sulama mı yaptı yoksa içi otsuzdu ondan mı bilmiyoruz. Ama etrafında otlar vardı ve çit içine hiç sıçramamış. Neyse havalar serinleyip yağmurlar başladığında kurtulan ağaçlara bakacağız, iyi bir budama yapacağız.
Yorumlar
Yorum Gönder