binalaştırılıyoruz,,,,,


Benim balkonumdan görünen bir çalışma. Düne kadar burda müstakil tek katlı, bahçeli bir ev vardı. Dün yıktılar. O kadar çabuk oldu ki. Aslında bir kaç haftadır kapı-pencereleri sökülüyordu. Belli ki müteahhite verilmiş. Yerine modern bir bina dikilecek. Son zamanlarda o kadar çok oluyor ki bu bu...Ama bu eve daha bir üzüldüm nedense. Ki içindekileri de hiç tanımıyorum...

Benim evimde müstakil, bahçe içinde. Üst katımızda öğrenci kiracımız var sadece. Bu evi yıktıklarında kendimizindiki düşündü. Her bir metresinde Devrim'in ve benim parmak izlerimiz var. Ne emek verdik



" İstanbul'dan İzmir'e taşındıktan sonra 1.5 yıl hem gazete ilenlerıyla hem de sokak sokak dolaraşarak aramıştık oturacağımız evi. Müstakil, bahçeli ve güneye bakacak. Burayı gazeteden buldum. Her şey tamam. Ama nasıl kötüydü anlatamam. Eve bakarken içinde insan vardı utandık tam bakamadık. Evin odalarının tabanı kara betonmuş. Mutfakta küçük bir göl vardı belli ki tavandan ciddi bir sızıntı var. Salonda bir duvar yarıya kadar yeşermiş resmen. Koridorun tavanları kara grimsiydi. Ev iki parçada yapılmış bir kısmı oldukça eski, sonradan gelin gelmiş büyütülmüş. Ama o ara nokta iyi yapılmamış ciddi rutubet vardı.

Elimizdeki para almaya bile yetmedi içinin yapabildiklerimizi hep kendimiz yaptık. Devrim şu an çalışma odası olan odanın tavanını bir ayda yeniden sıva yaptı mesela. İlk işçiliği:)) Çatıyı elektrik süpürgesi ile süpürüp izalosyon maddesi sürdük idareten. Zaman içinde çatıyı kapattırdık (şimdi ev var orada) pencereleri yaptırdık, eve ikinci bir kat duvar ördürdük izalosyon amaçlı. Daha yeni doğmuş Deniz, üç yaşında olan Ada'nın da hakkını yememek lazım....

Bahçe de tam bir faciaydı. Miras diye kimse dokunmamış. Tek tek taşları ayıkladık, otları yolduk, Öylesine taşlar vardı bahçe sınırında. Her ikimizinde ortak ilkesi çok acil değilse borç yapmamaktır. Para yoktu o dönem cebimizde ama okula gelip geçen çocuklar bahçedeki gülleri kopartıyor meyvelere zarar veriyordu. Devrim'le birlikte kazıp beton döküp bahçe duvarı yaptık biz de. Kabul biraz yamuklu oldu ama.

Hatta kaldırım kenarlarında kalan toprağıda ben günlerce pirinç ayıklar gibi taşlarını ayıkladım. Şimdi orada fıstık çamı, demir ağacı, keçi boynuzu, dut, limon çamı, çiçekler var. Eskiden insanlar çöp poşeti bira şişesi bile atıyordu..."

Sıkmamışımdır umarım. Ama ben o evdede  bir emek olduğunu düşündüm bu emek bir dozerin altında çiğnensin yazık....Her yer bina...

Bu kadar bina şehirlere de zararlı. Bakın bu habere. Gökdelenlerden şehir yırtılmaya başlamış. Bahçeli müstakil evleri yıkıp, yeşili katlediyoruz. Yeşillikleri saksılara mahkum ediyoruz. 



Yorumlar

  1. dün de aynı konuyu düşündük rabia ile eve giderken.. üsküdarın sessiz ve dar sokaklarında yürüdük.. kısa boylu birbirine bitişik evleri izledik: tarihi dokuya çok yakınlar ama iyiki bunlarıda yıkmamışlar yerlerine uzun taşlar dikmemişler dedik.. umarım bu taş hevesinden en kısa zamanda vazgeçerler ama talep oldukça onlarda yapıyor yaptıkça talep de oluyor :( sanırım halkı bilinçlendirmemiz gerek

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstanbul için durum daha da vahim bence. Oradan ayrılalı 9 yıl oldu ama eminim çok fazla gökdelen dikilmiştir. Özellikle Levent taraflarında çoğalmıştır sanırım.

      Üsküdarda bir yıl yaşamıştım ben de. Orası ayrı bir güzeldir. Eski evler, dar sokaklar....

      Sil
  2. Haklısın canım haklısın da kim bilir o evin de bir sürü mirasçısı var ve satıyorlar, bu devirde kolay yoldan kat, mülk sahibi olmanın keyfini çıkaracaklar kendilerince. Herkes senin benim gibi duygusal bağlarla bağlı değiller evlerine yurtlarına. Tahmin edebiliyorum evine ne kadar çok emek harcadığını, her santiminde ikinizin hatta çocuklarınız el izlerinin olduğunu. Allah size sağlık mutluluk versin, evinizde güzel yaşayın, biz çocuklarımıza güzel şeyler öğretiyoruz onlar kıymetini bilecek dünyanın inşallah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biliyorum odur olan zaten. İnsanlar haklı kendilerince...

      Teşekkür ederim. Umarım bilirler ellerindekinin değerini. Bazen fazla mı şımartıyoruz bu çocukları diyorum...

      Sil
  3. Bizde İzmirin şehir merkezini bırakıp buralara kaçtık ...Torosan geldiğimiz yıl daha bir sessizdi.Şimdi buralarda bile evler fazlalaştı.Ama müstakil olmaları en azından gökyüzünü seyretmeye yetiyor...İzmir Hatayda yaşarken apartmanlardan gökyüzünü göremez olmuştuk .Oğluşum toprakla büyüyor çiçek dikmeyi ağaç dikmeyi öğrendi.Nekadar uzun zamanda emek verilerek büyüdüğüne şahit oluyor ...Şimdi bilinçli bir çevreci oldu...Çok mutluyum...
    Eşinizle çok büyük işler başarmışsınız Saadet Hanım.Bizde kendimiz yapmaya gayret ediyoruz her işimizi...Bunun zevki bir başka güzel oluyor...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. asosh ben de burda kalıcı olmak istemiyorum aslında. Evimi çok seviyorum. Ama bir gün imkanım olursa Foça ya da Seferihisar'da yaşamak istiyorum. Ordan bir arsa alıp yavaş yavaş adam edebilsem:)))

      Nedense Urla bana hiç cezbedici gelmedi. Özellikle denizini sevemedim. Ama şehirden elbette daha güzel..

      Sil
  4. Merhabalar yeni bir oluşum içinde olduğumuz özel kadınlar sitemize sizi de davet ediyoruz. Güzel paylaşımlarınızı bizlere www.ozelkadinlar.com veya www.ozelkadinlar.com/forum kısmından ulaştırabilir, paylaşabilirsiniz sizi de aramızda görmekten gerçekten mutluluk duyacağız sitemizde şu an için insanlara gerçekten yararlı olabilmek adına kendini adamış 5 editör arkadaşımız bulunmakta amacımız türkiyede kadın denilince en iyi ve en güzel platformu oluşturmak umarım sizde bizlere katılarak bizi şereflendirir ve onurlandırırsınız saygı ve sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  5. tek katlı müstakil bir evde yaşamanın keyfi bir başkadır nasıl kıyıyorlar

    YanıtlaSil
  6. canım bizim burda da var ve bina bitti nerdeyse:( bu kadar çabuk nasıl yapılabiliyor hayret ediyorum.
    İzmirde karabağlar pilot bölge seçilmiş 10 yıl içinde yenilenecekmiş, binalaşacak sanırım buralarda .
    benim evimde iki katlı sanırım 45 senelik varmış. düzenli iç yapıyı seviyorum ama Müstakilin rahatlığı da hiç bir yerde yok.

    YanıtlaSil
  7. Karabağlar'ı biliyorum. Cumhuriyet lisesinde okumuştum ben. Eski bir semt orası da. Yıkıp daha güzelini yapsalar neyse. Bina bina heryer...

    Komik olan önceki bir adam geldi bizim yan arsayı almış. Bizim ev için satılıkmış dedi. Yok değil dedim kapattım konuyu. Bugün de Devrim'e gene satıyor misiniz diye sormuş.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder