Veronika Ölmek İstiyor


Bu aralar benim hobi bloğu, film boğuna döndü ama araya bir kitap da sıkıştırmadan edemeyeceğim. Son zamanlarda okuduğum en güzel kitaplardan biri Veronika Ölmek İstiyor. Yazarın Simyacı adlı kitabını yıllar önce okumuştum. O kadar sevmemiştim.

Kısaca konusu dersek; "Veronika her istediğine sahip görünen, renkli bir yaşam süren, yakışıklı erkeklerle gezip tozan genç bir kadın olmasına karşın mutlu değildir. Yaşamında bir şeylerin eksikliğini hissetmektedir. Uzun süredir düşündüğü intihar fikrini gerçekleştirir. Ancak uyandığında bir akıl hastanesindedir ve 1 haftalık ömrü kaldığını öğrenmiştir. Kaybedecek hiç bir şeyi kalmayan Veronika, başka dünyaların insanlarını tanırken kendi kimliğini de keşfetmeye başlar…"

Kitabın dili çok güzel. Keyifli bir film izler gibi okudum ben. (bu arada filmi de varmış) "Delilik nedir? Kime deli denir?" insan bunları bol bol düşünüyor. Hatta deli olduğuna karar veriyor. Hoş ben her zaman "deli karının biriyim" demişimdir kendim için ya...niye "normal insanların" koyduğu kurallara göre yaşamak zorundayız mesela. Bizim duygularımız önemli değil mi? 

Kitaptaki akıl hastanesindekilerin çoğu aslında pek de deli değiller. Yani tıbbi anlamda. Ama mutlulular hastanede. Çünkü dış dünyada insanların tuhaf karşıladığı duygularına burada karışan yok. Onlar "deli" sonuçta. Ne yaparlarsa yapsınlar "normal" karşılanır....

İçinde buraya alınabilecek onlarca alıntı bulabilirim. O kadar güzeldi...

"Yaşamı boyunca pek çok kez fark etmişti Veronika, tanıdığı bir sürü insan başkalarının başına gelen korkunç olaylardan sanki gerçekten üzgünmüş ve yardım etmek istiyorlarmış gibi söz ederlerdi. Ama işin gerçeği, başkalarının acılarından zevk aldıklarıydı, çünkü böylece kendilerinin mutlu ve şanslı olduklarına inanabiliyorlardı."

 " İnsanlar ancak koşullar buna elverdiğinde delirme lüksüne sahiptir."



"Keşke herkes kendi içsel deliliğini bilse ve onunla birlikte yaşamayı öğrense. Dünya daha kötü bir yer mi olurdu? Hayır insanlar daha yürekli, daha mutlu olurdu"

"Veronika her şeyden nefret ediyordu. En çok da yaşamını sürdürmüş olduğu biçimden, içinde barındırdığı yüzlerce Veronika'yı keşfetmeye zahmet etmeyişinden tiksiniyordu. Oysa orada kim bilir ne ilginç, ne meraklı, ne cesur, ne küstah, ne deli kızlar duruyordu."



Yorumlar