büyümek....

 En sevdiğim halidir Ada'nın. O yanaklara hep bitmişimdir. Bir de yakışıklı bakmış....

Anne olmaya karar verince hamilelik en zor zamanlar gibi gelir insana. Hareketler kısıtlanır, kilolar alınır. Şekil şemal değişir...Doğar minik bir şey bu kez uykusuz geceler, kusmuğu-kakası-sancısı...Değişir çocuk yetiştirmenin asıl zor olan zamanları...

Ben bir hamilelikten çok sıkılmıştım bir de büyüdükleri zamanlardan korkmuştum. Korktuğumda başıma geliyor adım adım.


Deniz 7 yaşında olsa da kendini hala bebek kontenjanından sayıyor. Ama Ada bir yandan kardeşinin şebekliklerine özeniyor bir yandan  yaşının verdiği bunalımları yaşıyor...

Hani vardır ya çocuklarla oyuncakçıya gidilmez bana hiç sorun olmadı bu durum mesela. Her yere rahat girer çıkardık. Tek bir şey bile isterim diye mızmızlanmışlığı yoktur.

Dağınık, pasaklı, ardını toplayamayan boncuğum iş bilgiye gelince liselileri cebinden çıkarır çok zaman. Daha önce paylaşmıştım  ya yazdığı özlü sözleri Victor Hugo'dan, Mevlana'dan sözler de yazmış mesela.

Hep bir ciddiğiliği vardı Ada'nın. Hiçbir zaman Deniz gibi maymunluklar yapmayı kendini satmayı beceremedi. Küçükken sorun olmayan bu durum şimdilerde çatışmaya dönüştü. 

Kardeşinin maymunlukla yaptığı pirimi kıskanır oldu. Bebekleşiveriyor zaman zaman...

Bir yandan da kendini saklama derdinde. Büyümenin getirdiği fiziksel değişimleri kabullenemiyor şu aralar. "Kocaman oldun" desek kızıyor.

10 gündür geceleri tıkanıyordu resmen alerji gene vurdu oğluşu. Dün hem KBB hem alerjiye götürdük. Alerjide boy-kilo istediler. Abartısız 10 dakika tartıya çıkarmak için uğraştım. "Ben sabah tartıldım biliyorum" diyor. Hastanedeyiz işimizi biran önce halletmemiz gerekli daha solunum testi olacak. Yok..En sonunda bir doktor müdahale etti duruma.

38 kilo geldi ki "ben 33 kiloyum"  diyordu. Gittik doktorun yanına  ben söyledim sonucu O "35 kiloyum" dedi. Kadın "hangisi doğru" gibisinden saçma bir soru sordu ki . Çocuğun kilosunu sakladığı belli. Ki kilo sorunu olsa napcaz bilmem. 
 

Daha bunlar başlangıç. Yeni girdik ergenliğe. En kötüsü konuşan-anlatan bir çocuk değil. Babamızda...Hep birbirlerine itekleyip duruyorum. Zaman gelecek bana anlatamadıkları olacak çünkü. Kimbilir nelerle çıkacak karşıma.
Demem o ki kuzucukların o kucakta pışpışlandığı, höt dedin mi yerine oturdukları yaşlar en kolayı. Zor zamanlar çok sonra başlıyor...


Yorumlar

  1. Ciddi adam olma yolunda Ada ağır abi olacak, bence rahat bırakın eleştirmeyin bazı hareketlerini görmezden gelin, yapmasana çocuk musun senlerden uzak durun özellikle Devrim e çok iş düşüyor paylaşım yönünden Saadetciğim, arkadaş olmak önemli bence bu devre de.Su akıp yolunu bulacaktır, özellikle erkek çocuklarda çok normal bu bunalımlar, seni sıkansa belli ki atlattık dediğin bu geri dönüşler. Toplu bir spora yönlendirsene, kardeşi ile değil kendi yaşıtları ile seveceği bir spor olabilir bu. Uzaktan kaval çalması güzel der dediğini duyar gibiyim, kolay gele can ama en azından Denizde yaşamayacaksın bunları:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saol Şule güzel yorumun için:)) Yok uzaktan kaval çalması zor demem. Sonuçta paylaşıyorum ki küçücük bir şey bile olsa bazen insan alıyor buradan.
      Benim en büyük kusurum fazlaca üstüne düşme zaten. Bu hatayı yaptım zamanında şimdi ne kadar "yapmayacağım" desem de arada kaçaklar yaşanıyor. Ama çok daha dikkatliyim artık. Devrim malesef azıcık kayıtsız zamanlar olur ne gerek var şimdiden düşünmeye diyor. Sıkıntıya gelemiyor. Bence birşeylerin temelleri bugünden atılmalı ki zamanı gelince rayında gitsin.
      O geri dönüşler kimi zaman topluluk içinde zorlayabiliyor bizi. Sonuçta 10 yaşındaki bir çocuğun hele ki Ada gibi bilinçli bir çocuğun yapmaması gereken şeyler olabiliyor. Daha önce futbola göndermiştik. O dönem zatürre geçirdi ağır geldi. 2 ay gidebildi. İlgisizdi zaten oldukça da başarısızdı. Ben antronöre açıkca "beni başarısızlığı ilgilendirmiyor. Sosyalleşsin, takım olmayı öğrensin" yeter demiştim. Ama her yıl yüzmeye gönderiyoruz seviyor onu.

      Sil
  2. Ay ben kıyamam Ada'ya yakışıklı kuzu, demek büyümenin sancılarını yavaştan yaşamaya bşladı,sana ve eşine kolay gelsin canım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başladı başladı. Aslında başladığımda aklımda yazacak çok şey vardı ama bunlar kaldı sadece. Büyüyoruz, sorunlarımız da büyüyor:((

      Sil
  3. canımm çok sabırla izleyeceğin bir dönemin başındasın kendimi hatırladım gerilere döndüm bir an için:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. haklısın en önemlisi sabır ki ben bazen keçileri kaçırıyorum:))
      izlemek de başka bir yönü işin. Sürekli hareketleri konuşma aralarındaki ipuçları çaktırmadan izlenmekte. Bakalım benim çok yolun var senin zamanlarına gelmeye

      Sil
  4. Allah (c.c.) kolaylıklar versin.

    YanıtlaSil
  5. Önce Allah evlatlarımıza önce sağlık versin sonra da iyilerle karşılaştırsın diyorum. Geçmiş olsun. Bu aralar bu yaşıma kadar hiç yaşamadığım alerjiyi bende yaşadım. Sürekli geceleri sabaha kadar kuru bir öksürüğüm var. Dışarıya çıktığımda bu daha yoğunlaşıyor. 16 yaşında bir erkek çocuk annesi olarak çok zor bir iki yıl geçirdik Saadetciğim. Okulda çok başarılı ve çok düzgün bir çocuktu oğlum. Yeni aldığımız eve geçtik. Tam orta birinci sınıftaydı Anıl. Önceki oturduğumuz yerde en iyi (sınıf olarak asla insanları ayırmam) o giyer, en iyi o gezerdi. Yeni taşındığımız yerde herkesin seviyesi aynı olunca ve bizlerden ekonomik olarak daha üstün insanların çocukları ile okumaya başlayınca bocalamaya başladı. Orta ikinci sınıf ta eh işte başarı yine devam etti ama yanlış arkadaşlıklar kurmaya başladı. Babamızın gazeteci olması eve gelme saatlerinin geç olması ve hafta sonları izin olayının olmamasından doğan boşluklarla (belli bir saatten sonra kadın her yere girip, her sokağı gezemiyor malum) yavaş yavaş farkında olmadan çocuğumuzu kaybetmeye başlamışız meğer. Orta son ve Lise bir. Hiç düşünmek istemiyorum hele de Lise bir yıllarını. Anadolu iletişim gazetecilik bölümünde okuyor şu anda oğlum. Çok zor zamanlardı çevresi tamamen değişmiş, sigaraya başlamış artık üzerinde hiçbir yaptırımımız olmayan sanki kendi başına yaşayan çoook özgür bir birey oldu çıktı karşımıza. Öyle bir hale geldi ki iş, evde bizlerle tartışıp tartışıp kapıyı çarpıp çıkıyor ne telefonla ulaşabiliyoruz ne de bulabiliyoruz kendisi eve gelmek istediği saatte geliyordu yani. Çok zor zamanlardı bizler için çoook. Eşimle benim ömrümüzden bir 10 yıl gitti o bir yıl içinde. Sonra böyle olmayacağını anladık destek almaya karar verdik. Hocamız ilk görüşme dışında asla anılı almadı görüşmelere, bizim üzerimizden Anılı toparladı, bizler yeniden anne baba olmayı öğrendik hocaya yani doktorumuza başlamamızla birlikte, (bu süreç çoook uzun ve sabır isteyen bir süreç çok sabır göstermelisiniz demişti başlarken) iyice kendimizi çaresiz hissetmiştik çocuğumuz tamamen elimizden kayıp gidecek diye. Çoook emek verdik, çok sabır gösterdik ve sonuç Allahın izniyle süper. Oğlum bütün çevresinden koptu, sigarayı bıraktı, nerdeyse hiç dışarı bile çıkmıyor (a sosyal olarak değil vakti yok çünkü) önce bir keman kursuna başladı, sonra da okulda Rugby (sizlerle paylaşmıştım) takımına girdi. Derslere gelince bu yıl Lise birinci sınıfı tekrar ediyor. Geçen pazar günü veli toplantısı vardı. Öyle mutlu ve gururlu döndümki, öğretmenlerinden hem dersleri hem davranışları konusunda duyduklarımdan. Hemen eve geldim merakla bekliyor tabii ne dediler diye. Seninle gurur duyuyorum dedim beni çok mutlu ettin dedim. Sarıldım öptüm. Hep derdim eşimle konuşurken (çünkü çok endileniyorduk ne yapacağımızı bilmez halde) sen ben kötü insanlar değiliz armut her zaman dibine düşer diye. Armut belki dibimize düşmedi ama bahçemize düştü ya o kadar mutluyuz ki.... İnşallah daha da güzellikler göreceğiz. İşte canımcım bizim ergenliğimiz de böyle geçti. Şimdi bazan o kötü zamanlarla ilgili konu açıldığında oğlum hemen "hani ben ergendimya" deyip gülümsüyor. Bizde üzerinde durmuyoruz hiç.
    İşte bizim ergenlik hikayemiz şeker. Anıl şimdi her normal liseli genç gibi idealleri olan, okumaya devam etmek isteyen bir genç. Allah evlatlarımızla bizleri terbiye etmesin inşallah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bir solukta okudum yazdıklarını. Korkularımı dile getirmişsin. Belki de tüm annelerin korkularını. Ne doğru demişsin aslında " kötü einsanlar değiliz ki, benim çocuğum yapmaz" olayı. Öyle değil işte. Her çocuk bir hata yapabilir. Arkadaşlarına kendini kabul ettirmek olayı en başta bu döndürebilir doğru yoldan. Ama sevindim sizin adınaza. Ne uzun gelmiştir o bir yıl belki. Yine de aşmışsınız. En önemlisi Anıl aşmış yaşadığı sorunları. Artık gülüp geçebiliyor.
      Geçen dönem rehberlik öğretmeni bir toplantı yapmıştı. Ergen olmaktan daha zor olan ergen anne-babası olmak demişti...

      Sil
  6. Kesinlikle haklı. Biz tabii bu ergen sorununu aşarken okuldaki öğretmenlerden, müdür yardımcımızdan, ailelerimizden ve en önemlisi de destek için gittiğimiz hocamızdan destek aldık. Bi de okulumuzdaki rehber hocamızdan tabii ki. Anne babalara daha zor tabii çünkü çocuğun göz göre göre elinden kayıp gittiğini görmek.... Öptüm seni kocaman kocaman sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
  7. Adadenizim önce arkadaş olmanın, onu çocuk olarak görmekten daha önemli olduğunu düşünüyorum.Eleştirme ve fazla uyarma özellikle yabancıların yanında.O senin evladın ama aynı zamanda da bir birey.Kız çocuklarda eskiden pek buluğ çağına geçişte aileler sorun yaşamıyordu ama zamane çocuklarında her ikisi de aynı hatta kızlar daha zor. Arkadaşlarını yakından tanımaya çalış, bunun için yapacağın en iyi şey evini açmandır, dolşusunlar bahçene çocuklar bak senin endişelerine de moral olur senin ki zemzemle yıkanmış gibi kalır hepsini bir arada görünce.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şule en sevdiğim özelliğimdir belki de kesinlikle başka bir kişinin yanında ne yarırım ne de kızarım. Çok büyük bir sıkıntı varsa geçer bir kenarda sessizce konuşurum. Evelki yıl o dediğini de yaptım. Beni Ada çağırmıyordu. Benim sınıfıyla aram çok iyidir. Çağırdım geldi birkaçı. Ada hiç ilgilenmedi neredeyse arkadaşlarıyla. Sürekli Deniz oynadı. Hatta birkaçkez sınıfa futbol topu falan aldım benimki de katılsın aralarına diye işe yaramadı. Yine 2. sınıfta okumayı tam sökemeyenlere ekstra ders vermiştim. Annesi okuma yazma bilmeyen çocuklar var. Evde ilgilenilmiyor. Öğretmenimiz de normal dersini verirken ben çocuklarla birebir ilgilenmiştim falan. Aklıma gelen her yolu denedim. Benimkinde tık yok. En sonunda öğretmenle "yapısı böyle" dedik artık.

      Sil

Yorum Gönder