Dördüncü çocuk.....

Can Dündar'ın yazısı..http://gundem.milliyet.com.tr/dorduncu-cocuk/gundem/gundemyazardetay/06.03.2012/1511725/default.htm?ref=fblike..
.....................................

Taş atan çocuklar” diye bilinenlerden biriydi Mazlum...
Diyarbakır’da bir Kürtçe gazete dağıtıyor, harçlığını çıkarıyordu.
2006’nın Mart sonu, mezarlık dönüşü çıkan olaylarda, polisle taşlaşma seansından sonra yakalandı.
Çevik Kuvvet polisi, ensesinden tutup döve döve sürükledi Mazlum’u... Henüz 13 yıl görmüş boyu, ancak polislerin beline geliyordu. İsyan edince ağzına bir cop yedi. Dudağı patladı.
 O dayak, o cop, kararlılığını perçinledi.
“Kininin davacısı bir nesil”e dâhil olmuştu artık...
* * *
Sonra “ıslah” başladı.
Bölgede “ıslah”tan kasıt, dayak ve hapisti.
Cop darbelerinden sol el kemiği çatlamıştı. O halde dövülerek polis otobüsüne kondu, Terörle Mücadele’ye götürüldü.
“Leşte (bu “cenaze” anlamında kullanılıyor) taş atan sen miydin” diye sordular.
İşkence gördü. Çocuk Şube’ye sevk edildi. 40 yaşlarında bir komiser Mazlum’la arkadaşlarını, “Nerede kaldınız biriciklerim, sizi bekliyordum” diye karşıladı. Bir posta da orada dövüldü. Çırılçıplak soyulup arandı. Ajanlığa zorlandı.
Mahkemeye kelepçe takılarak yollandı.
Ama en zoru cezaeviydi.
Bugün Pozantı Cezaevi’nde açığa çıkan zulmün canlı tanığıydı Mazlum...
23 Nisan’da Türkiye Çocuk Bayramı’nı kutlarken o, hapse mahkûm oldu. 28 kişilik koğuşunda 37 kişiyle yatıyordu.
* * *
Terörle Mücadele Kanunu Mağduru Çocuklar için Adalet Çağırıcıları, bölgeye gittiklerinde konuşmuştu Mazlum’la...
Aktivist Mehmet Atak, onu “4. çocuk” diye kaydetmişti defterine:
“Zeki ve muzip bir çocuk... Kocaman bir gülüşü var. Hukukçu veya tiyatrocu olmak istiyor. Ama dil takıntısı yüzünden eğitime devam etmek istemiyor. Gece uykularında çığlıklar atıyor, o koşullarda ayakta kalabilmek için daha milliyetçi bir tondan konuşuyor.”
Hapisten çıktıktan sonra “Küçük General” diye bir facebook sayfası açtı Mazlum...
Mehmet Atak’la yazışıyorlardı.
“Mezopotamya, uygarlığın beşiği sayılır, ama biz o beşikte çocukluğumuzu yaşayamadık. Hayal kurmamız bile suç... Niye hâlâ ‘Barış’ deyip duruyoruz ki” diye yazmıştı bir seferinde...
“Dağa gitmekten başka yolum yok” demişti.
Atak, vazgeçirmeye çalıştı. “Dağa çıkanlar ortalama 3 sene içinde ölüyor Mazlum... Bekle, ben gelince ayrıntılı konuşuruz” diye mesaj yazdı.
Ama artık çok geçti.
* * *
17 yaşında silahlanıp dağa çıktı “Dördüncü Çocuk”...
Kim bilir kaçıncı çocuktu bunu yapan...
Geçen haziranda, henüz 18’indeyken, Çemişgezek’te bir çatışmada, “devlet dersinde” öldürüldü.
 Mehmet Atak, “Onun resmini bilgisayarımın açılış sayfasına koydum. Her gördüğümde ağlıyorum. Onu vazgeçiremediğim için suçluluk duyuyorum” diyordu.
Ona gelene dek ne çok suçlu vardı.
* * *
Şimdi Pozantı cehennemini yaşayanlar, yüzlerinin görünmesinden ürkerek, enselerinden konuşuyorlar.
İşkenceyi, tecavüzleri anlatıyor, isyanı haykırıyorlar.
Mazlum’un gizleyeceği bir yüzü yok artık...
O, yeni terlemiş bıyıklarıyla gözümüzün içine bakarak konuşuyor:
Bize sokaktakilerin, içerdekilerin, dağdakilerin, onları dağa sürenlerin, büyüyen bir kinin öyküsünü anlatıyor ve soruyor: “Düşünün ve söyleyin: Beni kim öldürdü?”

Yorumlar

  1. tanıştığıma memnun oldum hoş paylaşım
    :)
    beklerim canım

    YanıtlaSil
  2. çok güzel bir yazıydı.
    teşekkür ederim.
    pek yazacak kelimem yok gerçekler karşısında.

    YanıtlaSil
  3. sizi çok farklı tanımışım.... suçsuz yere faili meçhul olan bir çocuk gibi bahsetmenizi yadırgadım... işkenceyi tecavüzü elbette savunmuyorum ancak dağa çıkmak, askere kurşun sıkmak, vatana ihanet etmek asla mazeret kabul etmez... 12 eylül mağduru o kadar çok insan var onlarda dağa çıksın o zaman.... Mehmet ATAK beyfendi ölen askerlerimiz için ağlıyor mu acaba ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Empati, bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi olarak tanımlanır.
      Sizde empati eksikliği var. Bu da psikolojide hastalık olarak tanımlanır.

      Sil
  4. 13 yaşında bir çocuğa her türlü işkenceyi yapıyorsunuz. Suçu ne taş atmak. Bölgenin şartlarını düşünün. Abileri babaları öldürülen küçücük çocuklar düşünebilir mi neyin doğru-yanlış olduğunu. Siz oçocuğu kazanabilecekken belki de tecavüze bile göz yumuyorsunuz. Sonra da normal bir yaşantı sürmesini bekliyorsunuz. Mümkün mü bu gerçekten???

    Hem sonra en basitinden iki çocuk kavga ettiğinde deriz ki " her iki taraf da suçludur" ceza verirsek ikisine de veririz. Siz sanıyor musunuz ki bu savaş tek taraflı. İstense kesilirdi. Ama ortada para dönüyor. O savaş sürecek ki birileri silahtan para kazanacak. politika yapacak. Lütfen işin bu taraflarını da gözden kaçırmayın.

    Ben Ege'de yaşıyorum. 2 oğlum var. Bahçemde gülüp piknik yapıyorum. Ama o bölgede benim çocuklarımla yaşıt ufacık bedenler bir savaşın ortasında büyümek durumundalar. Onları o dağa çıkaran nedenler kendileri değil. Kimse dağda yaşayıp eline silah alıp öldürmek üzerine kurmaz hayallerini. Hele ki 13 yaşındaki bir beden.....

    YanıtlaSil
  5. bu dünyada suçu olmayan çocuktur diyoruz ama işkence ederken çocuk olduğunu unutuyoruz.. kendi bölgesindeki büyükleride suçlu boş amaçlar peşinde kurdukları düşler yüzünden bir çocuk daha yok oldu memleketimizden: kimbilir hayalindeki mesleğe ulaşabilseydi ne çok faydası olacaktı topluma ama kendini bu topluma ait görmeyen büyükleri yüzünden soldu bedeni ve ruhu..

    YanıtlaSil
  6. evet sizde o zaman Ege de yaşamak yerien savunduğunuz insanların coğrafyasına gidip mücadelelerien(!) ortak olsanız... Neyse en azından taraflarımız belli oldu...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben herhangi bir coğrafya da herhangi bir insanı savunmuyorum. Ben bu ülke toprakları içinde yaşayan bir çocuğu savunuyorum. Bir çocuğun tarafında olmaktan ancak onur duyarım....

      Sil
  7. yazınızı çok beğendim. zaman zaman blogunuza uğruyorum. ne çabuk taraf olabiliyoruz değil mi? bence insan empati kurmalı. kendini veya kendi çocuğunu yerine koymalı herşeyden önce.
    Sevgiyle kalın...
    Birsen K.ÖZTÜRK

    YanıtlaSil
  8. Yazı Can Dündar'ın bağlantı vermeyi unutmuşum özür dilerim. Bugün okudum çok hoşuma gitti. Paylaşmak istedim.

    YanıtlaSil
  9. Keske herkes gozundeki at gözlüğünü çıkartıp öyle bakabilse olaylara bu ülkeyi bu durama getirende taraf tutmak degilmidir o cocuk ve binlercesi sehit düşen askerlerimiz iki taraftada agliyan anneler dram her yerde Suçlu kim peki bizim Ege de veya Doğu'da bulunmamız hiç birşeyi değiştirmiyecek neyse boş ver diyemiyorum ama acı gercek bunlar hep yaşanıyor iki tarafta ağlıyor sevgiler

    YanıtlaSil

Yorum Gönder